Atatürk'ün "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." sözü ile ilgili aşağıda verilen metni okuyunuz. Daha sonra "akıl" ve "bilimin" size çağrıştırdıklarını yazınız. ATATÜRK'ÜN İLİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİ Atatürk "Akıl ve mantığın halletmeyeceği mesele yoktur." derdi. Ancak o yine, aklın rehberinin bilgi, ilim olduğunu da kabul etmiş bulunuyordu. Tarihte medeni bir varlık olarak kalabilen milletler, şüphe yok ki ilim hayatından nasibini almış fertlerin, oluşturduğu topluluklardır. İnsan cemiyetlerinin uzak ve yakın tarihlerinde, medeniyet eserleri, teorik ve pratik ilimlerin bilinmesi ve uygulanması ile ancak mümkün olur. Bu hakikati kabul etmiş milletler, tarihlerinde fikir hareketlerini besleyen fertlerin topluluğu ile birer varlık hâline gelirler. Medeni milletlerde, halkın kültürlü, okumuş, yazmış olması esas olmakla beraber, asıl aydın kesimin o topluluk içinde önemli ve mesuliyetli bir yeri vardır. Atatürk Cumhurbaşkanı sıfatiyle "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." düsturunu söylemiştir. İlmin yol göstericiliğini, hayatı aydınlatacağını mürşit kelimesinde ifade eden M. Kemal acaba niçin bununla yetinmeyerek "en hakiki" sıfatını eklemek lüzumunu hissetmiştir? Atatürk, herhangi bir mesele ve fikir için, kesin hükümler çıkarırken lüzumlu olduğuna inandığı ve dikkati çekmeyi faydalı bulduğu yerlerde, böyle kuwetlendirici ifadeleri daima kullanmıştır. İnsan bu cümleyi okur ve üzerinde düşünürken mutlaka "en hakiki" kelimeleri üzerinde duraklamadan geçemeyecektir. Mürşidin en hakikî olmasını arayacaktır. M. Kemal'in eğitim hayatının kendisinde bıraktığı izler, pek derin olmuştur. Onun ifadesine göre teorik olarak okuduğu derslerin daima uygulamasını göz önünde bulundurmuş ve onlardan bir fayda, bir netice bulmaya çalışmıştır. Fakat, o bütün hayatı boyunca bilginleri en büyük hazla dinlemiştir. Kendi okuduğu eserlerdeki fikirleri benimsemeden önce, onları kendi bilgi süzgecinden geçirir ve asıl sözünü başarıyla korumasını bilirdi. Atatürk, kendi yetiştiği devrin müspet ilimlerini mesleki ihtisası bakımından bellediği vakit, berrak ve müspet bir görüşe sahip olabildiğini ve herhangi bir meseleği matematiksel bir kesinlikle halletmeyi hedef tuttuğunu söylerdi. Milletin, modern teknik bilgili bireylere ihtiyacı olduğunda şüphesi olmayan Atatürk, eğitimin önemini takdir ederek hükûmetin yapıcı unsurlarına değer vermiştir. Sosyal ilimler, imkân ölçüsünde, teşvik görmüştür. Fakat bilhassa siyasî ve toplumsal ilimler, kendisinin bizzat olduğu konulardır. İşte bunun içindir ki, daima her yeni bilimsel teoriyi takip etmiş, eskileri ile karşılaştırmalar yapmıştır.
Answer

Smile Life

Show life that you have a thousand reasons to smile

Get in touch

© Copyright 2024 DOKU.TIPS - All rights reserved.