İvanaa
HALİME KAPTAN1) Temel reisin romatizması iyice artmıştı.Daha sonra bir kaç kere “halime kız” diye seslendi.Halime kız uyanamadı ama oğlu uyandı.Dedesi ıhlamur yapmasını istedi.Çocuk ıhlamuru yaptı ve dedesine götürdü.Ihlamur dedesinin istedigi gibi olmuştu.Memişin dedesiönceden ; kahveler,şekerler,çaylar getirmiş.Ama şimdi ne kahve nede çay kalmış kasabada.Bütün yiyecekler savaşta gitmiş.Dahasonra memiş yatmıştı ve yatar yatmaz uyumuştu.Temel reis 65 yaşındaydı.Hep aynı tarafına yattıgı için etleri çürürmüş,Halimeyekalk diyemezmiş.Çünkü halime uykuyu çok severmiş.2)Artık bekir kocaman çocuk olmuştu.13 yaşındaydı.Dedesi onu yanına tayfa olarak almıştı. Bekir dedesiyle birlikte geliboluya gide-cekti.Reis dede yola çıkmıştı.Son olarak fırtınadan önce.KEREMPE’yi geçebilirlerse MESET DERESİ’nde alırdı soluğu.3)Temel reis iskeleden ayrılalı üç gün olmuştu.Memiş sokaklarda geç saatlere kadar oynuyordu.Daha sonra uyuyup kalıyordu.Bir gece.Kendini halimenin kocası oldugunu iddaa eden bir adam geldi kapıya.Halime onun kocası olmadıgını biliyordu.Adam askerkaçağıymış. Halimeye kapıyı kıracagını söyledi, Halime eline babasının tüfeğini alınca adam kapıdan hızlı bir şekilde ayrıldı. amaadam ertesi gün yine gelmişti ve kapıyı kırarak içeri girmişti. Halime çıglık atmaya başlamıştı çıglık seslerini duyan muhtarhalimeyi kurtarmıştı.4)Bekir’in yolculuktan sonra midesi bulanıyordu,halsiz düşmüştü.Ama korkudan dedesine söyleyemiyordu.Çünkü dedesinin dilinedüşmekten korkuyordu.Bir gemiyle savaşmışlardı. Bekirde korkudan bulantı felan kalmamıştı.5)Köy koruyucusu ÇİPİL REŞİT ‘ in bir kolunu savaşırken mermi sıyırmış.Kolu kangran olmuş ve kesilmiştir.Fakat kimsen bunainanmamış.” seni katır tepmiş, kolunu kökünden koparmıştır ” derlermiş.6)Bir akşam Halime’nin evine zeynel,bekir ve halil gelmiş. Ama içlerinde babası yokmuş.Halime “babam nerede?”diye sorunca onababasının öldüğünü söylemişler.Babasından geriye sadece sandalı ve saati kalmıştı.7)Halime işlerini bitirdikten sonra Kezban ablasıyla selamlaştı.Halime’nin kocasıda ölmüştü.Artık evin tek erkeği Memiş’ti.Halime Memişdaha çok küçük olduğu için onunla denize açılmadı.Yanına Halil ve Zeynel’i alarak yola çıkmışlardı.8)İlk olarak odun yüklü sandalla KÖPEKBURNU’na gidecekleri sırada rüzgar çıkmış.Üstelik odun yükü havaleliymiş.Bu rüzgar çok şid-detli olduğu için GERİDOS’a gitmeye karar vermişler.9)Halime korsanların eline düşmüştü.Korsanların elinden nasıl kurtulacağını bilmiyordu.Tek bir çözüm vardı oda karayollarıydı.Kaçabilirdifakat kaçarsa Halil ve Zeynel korsanların elinde kalacaklardı.Bir kaptanın tayfalarını korsanların elinde bırakıp gitmesi doğru mu olurdu?Halime bütün çabalarına değmişti. Çünkü Halime ve tayfaları kaçmışlardı.10)Halime kaptan Ali Efendiye kendilerini neden kaçırdıklarını ve nasıl kaçırdıklarını anlatmıştı.Ve tabi tuzu kaçak getirdiginide söyledi.Yakalandığı zaman tuzu satıp vergisini alıyordu.Aldığı paraylada sandalına eşya alıyordu.11)Temel reisten kalan saatin kapağını açıp baktı ve düşmanları yenmek için bir plan kurmuşlardı.Bu planı kaptan hariç yalnız zeynelbiliyordu.Artırk halime kaptan İnebolu ‘ya cephane taşıyan bir kaptandı.
sadotantan Rıfat Ilgaz Kurtuluş Savaşı sırasında Cide’li bir kadın kaptanın, azgın fırtınalar ve korsanlarla boğuşarak İnebolu’ya cepha¬ne taşıması anlatılmaktadır. Yer Cide sahilinde bir köy evidir. Romatizma ağrılarından muzdarip Temel Reis, yatakta durmadan dönmekte, torunu Memiş yanındaki yatakta, gelini Halime ise, diğer odada yatmak¬tadır. Halime’nin kocası Sabri ise Samsun Askerlik Şubesinde askerdir. Temel Reis’in takası ise, biraz ilerde denizin kenarında, yaşlı gövdesi ile azgın karayele direnmeye çalışmaktadır. Kış yaman geçeceği için, mutlaka yiyecek, gaz, tuz, şeker te¬mini gerekiyordu. Bunun için de İnebolu’ya gitmekten başka bir çareleri yoktu. Bu nedenle, Temel Reis, sabah erken kalktı. Sağlam bir şekil¬de elbiselerini giydikten sonra, kendisine yardımcı olması için çağırdığı Halime’nin yeğeni on üç yaşındaki Bekir’i diğer iki ço¬cuğu çağırması için gönderdi. Sonra da evden çıkıp, köyün ortası¬na doğru yürüdü. Halime ile Memiş de arkasından geliyorlardı.