2. kitapta bu zeyep, onur ,burak ve mert gürcistana kaçıyorlar.Ardından enderin ölmediği anlaşılınca onur söwüyo tabiĞ geri türkiyeye dönüolar yeni bir okula yazılıyorlar ve orda zeynep rüzgardı snrm ismi rüzgarla tanışıyor ardından onur tabi kıskançlıktan deliriyor fakat ona rağmen zeynep senden uzak durmak istiyorum flan istiorum dio Ondan sonra barışıyolar flan baloya gidiolar zeynep elbise almıyo onur ona annesinin kırmızı elbisesini veriyor (bu arada ender yaşıyor fakat hafızasını kaybediyor diğer kitaplarda kaybetmeyeceğini anlayacan da spoi vermiim) sonra baloya gidiolar burak ve mert sarh!ş olmuş sen olsan bari sölüo burak ,ardından zeynep baloda vuruluyo
sonrasında zeynepin anası seni görmek istemiorum flan dio onura öle işte
Zeynep kendini bir bela mıknatısı olarak görür. Başladığı okulda daha ilk günden bela getirdi. Okulun salgın olduğu düşünülür ve karantina altına alınır. Aynı zamanda Zeynep, okulun karanlık bir koridorundan geçerken sarışın bir kızın cesediyle karşılaşır. Şok olan Zeynep bir an önce oradan uzaklaşmak ister. Ama bir şey onu durdurur. Arkasında birinin olduğunu hisseden Zeynep, arkasındaki kişinin katil olmasından korkar. Ancak kitapta başrollerden biri olan o kişi, yani Onur Zorlu, katilin kendisi olmadığını, bulundukları okulun müdürünün kendi babası olduğunu ve bu cesedi birlikte saklamadığını söylüyor. Böylece babasının adı lekelenmesin ve bu cesetten kimseye bahsetmesin. Ancak o sırada Onur’un iki çocukluk arkadaşı Mert ve Burak da cesedi görür. Bunun üzerine dördü birlikte bu ceset sorununu çözmeye çalışırlar.
Yıldızları görebilmek için duvarları arasında yaşadığımız evimizden vazgeçtik. Sadece bedenlerimizi değil, ruhlarımızı da karantinaya aldılar. Ne bu karantinadan çıkabiliyoruz, ne de birbirimizden ayrılabiliyoruz. Bundan sonraki tek savaşımız bu karantinadan kurtulmak. Kurtulduğumuzda da birlikte olacağız, ama özgür Savaş bitti ve biz sağ kaldık. Savaş bitti ve biz hâlâ ayaktayız. Zeynep, yeni okuluna başladığı ilk gün kendini bir felaketin ortasında bulmuştu. Salgın bir hastalık nedeniyle okulu karantinaya alınmış, akşamında ise kendini okulun karanlık koridorlarında bir kız öğrencinin cesedinin başında bulmuştu. Üstelik yalnız değildi, onlar da yanındaydı; mahşerin diğer üç atlısı. Bu, yalnızca bedenleri değil ruhları da karantinaya alınmış dört kişinin hikâyesi. Bu, onların özgürlüklerine ulaşmak için yaşadıkları esaretin Bu, birbirlerinin her şeyi haline gelen, gökyüzündeki son yıldız yanıp kül oluncaya kadar birlikte olacaklarına söz veren dört arkadaşın hikâyesi.
Cevap:
2. kitapta bu zeyep, onur ,burak ve mert gürcistana kaçıyorlar.Ardından enderin ölmediği anlaşılınca onur söwüyo tabiĞ geri türkiyeye dönüolar yeni bir okula yazılıyorlar ve orda zeynep rüzgardı snrm ismi rüzgarla tanışıyor ardından onur tabi kıskançlıktan deliriyor fakat ona rağmen zeynep senden uzak durmak istiyorum flan istiorum dio Ondan sonra barışıyolar flan baloya gidiolar zeynep elbise almıyo onur ona annesinin kırmızı elbisesini veriyor (bu arada ender yaşıyor fakat hafızasını kaybediyor diğer kitaplarda kaybetmeyeceğini anlayacan da spoi vermiim) sonra baloya gidiolar burak ve mert sarh!ş olmuş sen olsan bari sölüo burak ,ardından zeynep baloda vuruluyo
sonrasında zeynepin anası seni görmek istemiorum flan dio onura öle işte
Açıklama:
Cevap:
Zeynep kendini bir bela mıknatısı olarak görür. Başladığı okulda daha ilk günden bela getirdi. Okulun salgın olduğu düşünülür ve karantina altına alınır. Aynı zamanda Zeynep, okulun karanlık bir koridorundan geçerken sarışın bir kızın cesediyle karşılaşır. Şok olan Zeynep bir an önce oradan uzaklaşmak ister. Ama bir şey onu durdurur. Arkasında birinin olduğunu hisseden Zeynep, arkasındaki kişinin katil olmasından korkar. Ancak kitapta başrollerden biri olan o kişi, yani Onur Zorlu, katilin kendisi olmadığını, bulundukları okulun müdürünün kendi babası olduğunu ve bu cesedi birlikte saklamadığını söylüyor. Böylece babasının adı lekelenmesin ve bu cesetten kimseye bahsetmesin. Ancak o sırada Onur’un iki çocukluk arkadaşı Mert ve Burak da cesedi görür. Bunun üzerine dördü birlikte bu ceset sorununu çözmeye çalışırlar.
Yıldızları görebilmek için duvarları arasında yaşadığımız evimizden vazgeçtik. Sadece bedenlerimizi değil, ruhlarımızı da karantinaya aldılar. Ne bu karantinadan çıkabiliyoruz, ne de birbirimizden ayrılabiliyoruz. Bundan sonraki tek savaşımız bu karantinadan kurtulmak. Kurtulduğumuzda da birlikte olacağız, ama özgür Savaş bitti ve biz sağ kaldık. Savaş bitti ve biz hâlâ ayaktayız. Zeynep, yeni okuluna başladığı ilk gün kendini bir felaketin ortasında bulmuştu. Salgın bir hastalık nedeniyle okulu karantinaya alınmış, akşamında ise kendini okulun karanlık koridorlarında bir kız öğrencinin cesedinin başında bulmuştu. Üstelik yalnız değildi, onlar da yanındaydı; mahşerin diğer üç atlısı. Bu, yalnızca bedenleri değil ruhları da karantinaya alınmış dört kişinin hikâyesi. Bu, onların özgürlüklerine ulaşmak için yaşadıkları esaretin Bu, birbirlerinin her şeyi haline gelen, gökyüzündeki son yıldız yanıp kül oluncaya kadar birlikte olacaklarına söz veren dört arkadaşın hikâyesi.