G-20 LİDERLER BİLDİRGESİ

Gayrıresmi Tercüme

G-20 LİDERLER BİLDİRGESİ ST. PETERSBURG ZİRVESİ 5-6 EYLÜL 2013 Giriş 1. Biz, G-20 Liderleri olarak 5-6 Eylül 2013 tarihlerinde St.

Author Emine Oz

7 downloads 328 Views 375KB Size
Gayrıresmi Tercüme

G-20 LİDERLER BİLDİRGESİ ST. PETERSBURG ZİRVESİ 5-6 EYLÜL 2013 Giriş 1. Biz, G-20 Liderleri olarak 5-6 Eylül 2013 tarihlerinde St. Petersburg’ta bir araya geldik ve küresel ekonomiyi güçlendirmek üzere birlikte çalışma taahhüdümüzü devam ettirdik. 2. Büyümenin güçlendirilmesi ve istihdam oluşturulması en önemli önceliğimiz olup; istihdam açısından zengin, güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme patikasına geri dönmek için kararlı adımlar atmayı güçlü bir şekilde taahhüt ediyoruz. 3. İlk defa bir araya geldiğimiz beş yıllık dönemin başından itibaren, G-20’nin işbirliği içinde hareket etmesi, finansal krizin sona erdirilmesi ve küresel ekonominin canlanma patikasına girmesinde kritik bir öneme sahip olmuştur. Ancak, çalışmalarımız hala tamamlanmış değildir. Bu itibarla, G-20 ülkelerinin tüm çabalarını, modern tarihin en uzun süreli ve sürüncemede kalan krizinden kalıcı bir çıkış tasarlayabilmeye odaklaması kritik önem taşımaktadır. 4. En acil ihtiyacımız; küresel ekonomik canlanmanın hızlandırılması, daha yüksek bir büyümenin ve daha iyi iş imkânlarının temini ve uzun vadeli büyümenin temellerinin güçlendirilmesidir. Ancak, bu hedeflere yönelirken, ekonomik toparlanmayı duraksatacak ya da diğer ülkelerin aleyhine olacak şekilde büyümeyi teşvik edecek politikalardan sakınacağız. 5. Güçlü ve sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin temel olarak; artan ve öngörülebilir yatırımlara, güven ile şeffaflığa ve aynı zamanda, piyasa politikaları ve uygulamalarının bir parçası olarak etkin düzenlemelere bağlı olduğunun farkındayız. 6. Dünyanın en büyük ekonomilerinin Liderleri olarak, kurallara dayalı bir küresel ekonomik sistemin desteklenmesi sorumluluğunu paylaşıyoruz. Temel küresel ekonomik güçlüklerin giderilmesi için eşgüdümlü bir biçimde çalışmayı taahhüt ediyoruz. Bu kapsamda: Büyüme, kamu maliyesi sürdürülebilirliği korunurken, tesis edilmelidir. Bizler, bugün St. Petersburg Eylem Planı üzerinde anlaşarak; güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme sağlanmasına yönelik stratejilerimizi ortaya koyduk. Özellikle gençler arasındaki işsizlik ve düşük istihdam sorun olmaya devam etmektedir. Bizler, daha kaliteli ve üretken iş alanları oluşturulması amacı etrafında yekvücut olduk. Bu amaca giderken, eşgüdümlü ve bütüncül kamu politikaları (makroekonomik, finansal, kamu maliyesi, eğitim, beceriler, yenilikçilik, istihdam ve sosyal güvenlik alanlarında) kilit rol oynamaktadır. Bizler, bugün kapsayıcı işgücü piyasalarının desteklenmesine yönelik çabalarımızı devam ettirmeyi taahhüt ediyoruz ve bu itibarla, anayasal farklılıklarımızı yansıtacak şekilde ülkeler özelinde hazırlanan plan ve eylem paketlerini birbirimizle paylaşacağız. 1

Gayrıresmi Tercüme

Altyapı alanına ve KOBİ’lere yönelik olanlar başta olmak üzere, uzun vadeli yatırımların finansmanı, istihdam oluşturulması ve kalkınma açısından büyük önem taşımaktadır. Bugün, uzun vadeli yatırımların finansmanının mevcudiyetini ve erişilebilirliğini etkileyen hususların değerlendirilmesine katkı sağlayan iş planını onayladık. Bu itibarla, ulusal yatırım ortamlarımızın somut bir şekilde iyileştirilmesine yönelik müşterek ve ülke-özelindeki tedbirleri tasarlamayı ve uygulamayı taahhüt ediyoruz. Serbest ve kurallara dayalı bir ticaret sistemi, ekonomik fırsatları artırmaktadır. Güçlü bir çok-taraflı ticaret sisteminin büyük önemini vurgulayarak; Dünya Ticaret Örgütü üyelerini, gerekli esnekliği göstermeye ve bu yılki çok taraflı ticaret müzakerelerini başarılı bir şekilde sonuçlandırmaya davet ediyoruz. Korumacılıktan kaçınmaya yönelik taahhüdümüzü yineliyor ve bölgesel ticaret anlaşmaları da dâhil olmak üzere, ticaret alanında şeffaflığı artırmayı hedefliyoruz. Sınır ötesi vergi kaçakçılığı ve vergiden kaçınma, kamu mali dengelerimize ve insanlarımızın vergi sisteminin adilliğine olan inancına zarar vermektedir. Bugün, bu sorunların giderilmesine yönelik planları onayladık. Ayrıca vergi kayıp ve kaçağı, zararlı vergi uygulamaları ve vergiden kaçınma amaçlı aşırı vergisel planlama ile mücadele etmek amacıyla adımlar atmayı taahhüt ediyoruz. Krize sebebiyet veren ana fay hatları ile mücadele etmek amacıyla, kapsamlı bir finansal reform paketi üzerinde anlaşmaya vardık ve bu reformları uygulamaya başladık. Daha dayanıklı finansal kurumlar geliştiriyor, batmasına izin verilemeyecek kadar büyük olgusunu bertaraf etme yolunda önemli gelişmeler kaydediyor, şeffaflığı ve piyasaların bütünlüğünü artırıyor, mevzuattaki boşlukları gideriyor ve gölge bankacılıktan kaynaklanan riskleri ortadan kaldırmak için çalışıyoruz. Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap veren güvenilir bir finansal sistemin tesisi yolundaki çalışmalarımızı sürdüreceğiz. G-20 ülkeleri, tüm insanların güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümeden faydalanma fırsatı edinmesi için bir sorumluluk taşımaktadır. Bu itibarla, St. Petersburg Kalkınma Çerçevesi’ni onaylayarak; çabalarımızı gıda güvenliği, finansal hizmetlerin toplumun tüm kesimlerine yayılması, altyapı, insan kaynağının geliştirilmesi ve yurt içi kaynakların harekete geçirilmesi alanlarına odaklamayı amaçlıyoruz. Yolsuzluk, sürdürülebilir ekonomik büyümeye ve yoksulluğun azaltılmasına ciddi bir engel teşkil etmekte ve finansal istikrar ile bir bütün olarak ekonomiyi tehdit etmektedir. Bizler, G-20 Yolsuzluğun Önlenmesi Eylem Planı’nın uygulanması, yurt içinde ve yurt dışında rüşvetle mücadele edilmesi, yüksek riskli sektörlerdeki yolsuzluğun ele alınması, uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi ile yolsuzlukla mücadele için şeffaflığın ve kamuda dürüstlüğün teşvik edilmesine yönelik 2

Gayrıresmi Tercüme

taahhüdümüze bağlıyız. Bu alanda müşterek ve sürekli çaba gösterilmesi ihtiyacının farkında olarak, St. Petersburg Stratejik Çerçevesi’ni kabul ediyoruz. Daha temiz, daha etkin ve daha güvenilir enerji arz kaynaklarının geliştirilmesinin yanı sıra daha şeffaf fiziki ve finansal emtia piyasalarının da geliştirilmesi alanında ortak bir çıkara sahibiz. Enerji piyasası verilerinin daha doğru ve ulaşılabilir bir hale getirilmesi, daha temiz ve daha etkin enerji teknolojilerinin geliştirilmesinin desteklenmesi için adımlar atılması, piyasaların etkinliğinin artırılması ve gelecekte daha sürdürülebilir enerjiye geçişin sağlanması için enerji alanında işbirliğini artırmayı taahhüt ediyoruz. Küresel ölçekte çözüm gerektiren küresel sorunlara çok güzel bir örnek teşkil eden iklim değişikliği ve çevrenin korunması konularının ele alınmasında birlikte çalışma taahhüdümüzün altını çiziyoruz. Sürdürülebilir bir kamu maliyesi düzeni içerisinde daha güçlü, daha sürdürülebilir ve dengeli büyümeye ulaşmak için kapsamlı büyüme stratejileri geliştirmeye devam edeceğiz. 7. Vatandaşlarımızın çoğu, süregelen küresel ekonomik canlanmadan istifade edememiştir. G-20; sadece güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme için değil, ayrıca nüfusun tamamının yeteneklerini daha iyi harekete geçirecek daha kapsayıcı bir büyüme modeli için de çabalamalıdır. 8. İşbirliği, eşgüdüm ve güven için gayret göstermeye devam edeceğiz.

3

Gayrıresmi Tercüme

Küresel Ekonomi ve G-20 Güçlü, Sürdürülebilir ve Dengeli Büyüme Çerçevesi 9. Temel risklerin kontrol altına alınmasına, finansal piyasa koşullarının iyileştirilmesine ve ekonominin canlanmasına katkı sağlayan birçok önemli politika adımını uygulamaya koyduk. ABD’de özel kesim talebi güçlenmiş olup; Japonya ve Birleşik Krallık’ta büyüme artmaya başlamıştır. Avro Bölgesi’nde de büyümenin başladığına ilişkin sinyaller bulunmaktadır. Yükselen piyasa ekonomilerinde büyüme devam etmekle birlikte, bazı ülkelerde yavaşlama gözlenmektedir. 2013 yılı küresel büyüme beklentileri geçtiğimiz sene içinde tekraren düşürülmüş, küresel talebin dengelenmesi tamamlanmamış, bölgesel büyüme farklılıkları yüksek düzeyini korumuş ve işsizlik, özellikle de genç işsizliği kabul edilemeyecek şekilde yüksek kalmaya devam etmiştir. Uygulanan bu politikalara rağmen, ekonomik canlanma oldukça zayıf bir şekilde gerçekleşmekte ve riskler aşağı yönlü olmaya devam etmektedir. Son aylarda finansal piyasalardaki dalgalanmalar artmıştır. 10. Küresel ekonominin önündeki temel zorlukların aşağıdaki şekilde olduğunu düşünüyoruz: Pek çok ekonomideki zayıf büyüme ve başta gençler olmak üzere süreklilik arz eden yüksek işsizlik oranları ile daha kapsayıcı bir büyümeye olan ihtiyaç; Avrupa finansal piyasalarındaki parçalı yapı ve bankacılık birliğinin geç kalınmaksızın uygulanabilmesi; Bir kısım yükselen piyasa ekonomilerinde; bazı durumlarda dalgalı sermaye akımları, sıkılaşan finansal koşullar ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmanın yanı sıra yurt içi yapısal problemlerin de etkisini yansıtan, düşük büyüme; Devam eden piyasa belirsizlikleri ve yurt içi piyasa katılıklarının sebep olduğu pek çok ülkedeki yetersiz yatırım seviyesi; Kamu borç stoku/GSYH’nin mevcut ve ileriye dönük tahmini değerlerinin en yüksek olduğu ülkeler başta olmak üzere; bazı ülkelerde, kısa vadede ekonomik canlanmaya uygun olacak şekilde ele alınması gereklilik arz eden, yüksek kamu borcu ve sürdürülebilirliği; Gelişmiş ülkelerdeki büyümenin güçlenmesinin ve para politikasının nihai aşamada yeniden ayarlanmasına ilişkin beklentilerin sebep olduğu dalgalı sermaye akımları; Küresel talepteki dengelenmenin tamamlanmamış oluşu; ve Kamu maliyesi tartışmalarına ilişkin devam eden belirsizlikler. 11. Bu zorlukların ele alınması ve küresel ekonomiyi daha güçlü, daha sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme patikasına oturtmak için; önceki eylemlerimizin üzerine, St. Petersburg Eylem Planı’nda (Ek) belirtildiği şekilde, yeni politikalar bina ettik. Eylem Planı; ekonomik aktivitenin ve istihdamın canlandırılması, ekonomik toparlanmanın desteklenmesi ve ekonomik görünüm üzerindeki kısa vadeli risklerin bertaraf edilmesi amacıyla tasarlanmış olup; ortaya koyduğu iddialı ve hedeflenmiş reformlarla, güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyümenin temellerini güçlendirmektedir. Tüm taahhütlerimizi zamanlı bir şekilde yerine getirecek ve bu süreci sıkı bir şekilde takip edeceğiz.

4

Gayrıresmi Tercüme

12. İlk önceliğimiz, gelişmiş ekonomilerde ekonomik toparlanmanın sinyallerini temel alan zamanlı politikalarla büyümenin ve istihdamın artırılmasına yönelik koşulların oluşturulması ve bunun küresel ekonominin tümünün yararına olacak şekilde kalıcı bir nitelik arz etmesidir. 13. Bu kapsamda Avro Bölgesi; banka bilançolarının iyileştirilmesi, finansal sistemdeki parçalı yapının azaltılması, bankacılık birliğine kararlı bir biçimde ve gecikme olmaksızın geçiş sağlanması gibi adımlar yoluyla ekonomik ve parasal birliğin temellerinin güçlendirilmesini taahhüt etmektedir. Gelişmiş G-20 ülkeleri, sürdürülebilir kamu finansmanı taahhütleri ile uyumlu olmak üzere esnek bir yaklaşım izleyecekleri konusunda fikir birliğine varmışlardır. Finansal piyasalardaki artan dalgalanmalar ile birlikte, gelişmekte olan ülkeler, büyümeyi desteklemek ve istikrarı sürdürmek için, ekonomik temellerini iyileştirecek çabalar da dâhil olmak üzere, dış şoklara karşı dayanıklılığı artırıcı ve finansal sistemlerini güçlendirici gerekli adımları atma yönünde fikir birliğine varmışlardır. 14. Para politikası, merkez bankalarının kendi görev alanları ile uyumlu olmak üzere, yurt içi fiyat istikrarının sağlanması ve ekonomik canlanmanın desteklenmesi doğrultusunda uygulanmaya devam edilecektir. Son yıllarda, geleneksel olmayan para politikalarını da içeren, genişletici para politikalarının küresel ekonomiye sağladığı desteği takdir ediyoruz. Uzun bir süredir devam eden parasal genişlemenin doğurduğu riskler ve istenmeyen olumsuz yan etkiler konusundaki hassasiyetimiz devam etmektedir. Güçlü ve sürdürülebilir bir büyümenin, nihai aşamada para politikalarının normalleşmesi sonucunu beraberinde getireceğini kabul ediyoruz. Merkez Bankalarımız, para politikası düzenlemelerindeki gelecek dönem değişikliklerini, dikkatli bir şekilde ayarlamayı ve açık bir şekilde kamuoyuna duyurmayı taahhüt etmişlerdir. 15. Finansal akımlardaki aşırı dalgalanmalar ve döviz kurlarındaki düzensiz hareketlerin, son dönemde bazı yükselen piyasa ekonomilerinde de gözlendiği gibi, ekonomik ve finansal istikrar için olumsuz sonuçlar doğurduğunu tekrarlıyoruz. Yerinde makroekonomik politikalar, yapısal reformlar ve güçlü ihtiyati politika çerçeveleri, artan piyasa dalgalanmalarının giderilmesine yardımcı olmaktadır. Finansal piyasa koşullarını dikkatli bir şekilde izlemeye devam edeceğiz. 16. Yurt içi büyüme hedefi doğrultusunda uygulanan politikaların, küresel büyüme ve finansal istikrarı da desteklemesinde ve bu politikalardan kaynaklanan yayılma etkilerinin yönetilmesinde işbirliği yapmayı taahhüt ediyoruz. 17. Ekonominin temellerini yansıtmak ve kalıcı döviz kuru dengesizliklerini engellemek üzere, daha piyasa odaklı döviz kuru sistemlerine hızlı bir geçiş ve döviz kuru esnekliğinin sağlanması yönündeki taahhütlerimizi tekrarlıyoruz. Rekabetçi devalüasyonlardan kaçınacak ve döviz kurlarımızı rekabetçi amaçlarla hedeflemeyeceğiz. Her çeşit korumacılığa karşı duracak ve piyasalarımızı açık tutacağız. 18. Uzun vadeli büyümenin temellerinin güçlendirilmesi için; kamu maliyesi sürdürülebilirliğini sağlayan, yatırımları canlandıran, verimliliği ve işgücüne katılımı artıran, 5

Gayrıresmi Tercüme

iç ve dış dengesizlikleri ele alan iddialı ve hedeflenmiş reformları uygulamayı da ayrıca taahhüt ettik. 19. Gelişmiş ekonomilerde kamu maliyesi sürdürülebilirliği korunurken, güçlü ve sürdürülebilir bir canlanmanın yakalanması kritik öneme sahiptir. Tüm gelişmiş ülkeler, daha önce karar verildiği gibi, güvenilir, iddialı ve ülke özelindeki koşulları dikkate alan orta vadeli kamu maliyesi stratejilerini geliştirmişlerdir. Bu stratejiler, ekonomik büyüme ve istihdam sağlanmasını desteklemek için kısa vadeli ekonomik koşulları dikkate alarak esnek bir şekilde uygulanacak ve kamu borcunun GSYH’ye oranını sürdürülebilir bir seviyeye getirecektir. Birçok yükselen piyasa ekonomisi de kamu maliyesi sürdürülebilirliğini destekleyecek stratejilerinin temel unsurlarını açıklamışlardır. 20. Önemli yapısal reformlarda daha hızlı bir biçimde ilerleme kaydedilmesi ihtiyacının farkında olarak; yapısal reform gündemimizi amacına daha uygun, somut ve iyi hedeflenmiş bir biçimde yeniden belirledik. Ülkeler, uzun dönemde güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümenin temellerini güçlendirmek amacıyla yatırımların artırılması, ekonomilerindeki temel zayıflıkların giderilmesi, verimlilik ve rekabet gücünün iyileştirilmesi, işgücüne katılımın artırılması, finansal istikrarın ve krediye erişimin iyileştirilmesi ile iç ve dış dengesizliklerin giderilmesi alanlarında bir dizi reformu taahhüt etmişlerdir. Bu reformlar, potansiyel büyümede kalıcı bir iyileşme sağlanması, istihdam oluşturulması ve talebin yeniden dengeye gelmesinde kilit bir öneme sahiptir. 21. Küresel talebin kapsamlı bir şekilde yeniden dengelenmesi sürecinde daha fazla ilerleme kaydedilmesi konusunda kararlıyız. Her ne kadar küresel cari işlemler dengesizlikleri azalmış olsa da; bu azalmanın yalnızca bir kısmı bazı ülkeler tarafından uygulanan önemli reformları yansıtırken, iyileşmenin büyük bir bölümü talep daralmasından kaynaklanmıştır. Küresel büyüme güçlendikçe daha kalıcı bir iyileşmenin sağlanabilmesi için; cari fazla ve cari açık veren ülkeler arasında küresel talebin yeniden dengelenmesi ve yurt içi dengelenmeyi sağlamak üzere ilave politika uyarlamalarını gerçekleştirmekte kararlıyız. Bu kapsamda; cari fazla veren büyük ekonomilerde güçlü bir yurt içi talep artışına ulaşılması, cari açık veren ülkelerde ise daha esnek döviz kurları ile birlikte tasarrufların artırılması ve rekabet edilebilirliğin geliştirilmesi gerekmektedir. Tüm bu alanlarda gerekli politikaları uygulamayı ve ilerlemeleri düzenli bir şekilde değerlendirmeyi taahhüt ediyoruz. 22. St. Petersburg Eylem Planı; güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümeye ulaşmadaki reformlarımızı ortaya koymaktadır. Ayrıca Hesap Verilebilirlik Değerlendirmelerimiz geçmiş dönem taahhütlerimizdeki ilerlemeleri tanımlamaktadır. Ekonomilerimizin güçlü, daha sürdürülebilir ve dengeli bir şekilde büyümesinin önündeki temel engelleri ve ihtiyaç duyulan reformları tanımlayacağız. Bakanlarımızdan, Brisbane Zirvesi’ne sunulmak üzere, daha kapsamlı büyüme stratejileri geliştirmelerini istiyoruz.

6

Gayrıresmi Tercüme

Kaliteli İşler Vasıtasıyla Büyüme 23. Kapsayıcı büyüme, daha fazla ve daha iyi işlerin teşvik edilmesi hususunda kararlılığımızı koruyoruz. 24. Birçok ülkede özellikle gençler arasında görülen işsizlik ve eksik istihdam, küresel ekonominin ve G-20 ülkelerinin karşı karşıya kaldıkları en önemli sorunlardan biri olmaya devam etmektedir. 25. Daha verimli ve kaliteli iş yaratılması (ve güçlü talep ve büyümenin teşvik edilmesi), güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme sağlanması ve yoksulluğun azaltılıp, sosyal uyumun arttırılması ülkelerimizin politikalarının özünde yer almaktadır. Güçlü ve destekleyici makroekonomik, ticaret, yatırım ve işgücü piyasası politikaları, sürdürülebilir kamu maliyesi, sağlam ve iyi düzenlenmiş bir finansal sistem, dirençli ve etkili bir sosyal koruma sisteminin sürdürülebilir, istihdam yaratıcı ekonomik büyüme için temel olduğunu kabul ediyoruz. 26. Yüksek istihdamı desteklemek ve iş olanakları ile iş yaratma becerilerinin daha iyi eşleşmesini kolaylaştırma amaçlı reformlar, büyüme stratejilerimizin merkezinde bulunmaktadır. Daha fazla ve daha iyi işlerin yaratılmasını teşvik etmek için ulusal koşullara göre biçimlendirilmiş geniş kapsamlı eylemler gerçekleştirmeyi taahhüt etmekteyiz: Makul vergi rejimleri ve ulusal koşullara göre gerekli olabilecek diğer hükümet girişimlerinin yanında, işgücü piyasasının uyum yeteneğinin ve verimliliğinin desteklenmesi; yeterli iş gücü korumasının sağlanması da dâhil olmak üzere, ürün ve işgücü piyasalarında büyüme yanlısı yapısal reformlar aracılığıyla iş ortamını geliştirmek ve muntazam, daha üretken ve tatmin edici iş yaratılmasını teşvik etmek. Beceri taşınabilirliklerini ve daha olumlu beklenti içinde olmalarının sağlanması için insanlarımızın becerilerine, kaliteli eğitimlerine, yaşam boyu öğrenme programlarına yatırım yapmak, hareketliliğini kolaylaştırmak ve istihdam edilebilirliklerini artırmak. İş arayanların iş bulmalarına yardımcı olacak, işgücünde az temsil edilen ve hassas grupların işgücü piyasasına katılımlarını sağlayacak ve kayıt dışılığı azaltacak işgücü piyasası altyapısının ve etkin işgücü aktivasyon politikalarının mevcudiyetini temin etmek için hedefe yönelik yatırımların pekiştirilmesi. Çalışma koşulları, ücret pazarlık çerçeveleri, ulusal ücret düzenleme sistemleri ve sosyal korumaya erişim yoluyla iş kalitesinin iyileştirilmesi. İstihdam konusunda ülke özelinde planlar veya eylemler setinin geliştirilmesi. Bu konudaki ilerlemeyi Brisbane’de tartışacağız. 27. Eşgüdümlü ve bütüncül kamu politikaları, güçlü sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme sağlanması ve küresel ekonomide güvenin yeniden ihdas edilmesi için çok önemlidir. Bir yandan daha yüksek istihdam seviyeleri ile işsizlik, eksik istihdam ve kayıt dışı istihdamda 7

Gayrıresmi Tercüme

sürekli bir düşüş sağlanırken; diğer yandan, Çalışma Yaşamında Temel İlkeler ve Haklara tam bağlı kalarak, verimliliğin artırılması için Çalışma ve İstihdam Bakanları ile G-20 Bakanlarımızın kaliteli istihdam yaratılmasının teşvikine yönelik ulusal politikalarının (makroekonomik, finansal, mali, eğitim, beceri geliştirme, yenilikçilik, istihdam, sosyal koruma) koordine ve bütüncül hale getirilmesine ilişkin tavsiyelerini uygun bulmaktayız. 28. G-20 Bakanlarımız ve Çalışma ve İstihdam Bakanlarımızın ilk kez düzenlenen ortak toplantıları; makroekonomik ve mali politikalar ile işgücü, istihdam ve sosyal politikaların eşgüdümü ve bütüncül hale getirilmesi yönünde atılan olumlu bir adım olmuştur. Çalışma ve İstihdam Bakanlarımız ve G-20 Bakanlarımıza, kaliteli iş yaratılması, bol istihdam ve sürdürülebilir büyümenin teşvik edilmesinde işbirliğine devam etme çağrısında bulunuyoruz. G-20 Çalışma ve İstihdam Bakanlarının gelecekteki danışmalarında birer girdi olarak, ILO, OECD ve Dünya Bankası Grubu da dâhil olmak üzere, diğer ilgili uluslararası kuruluşları G20 ülkelerinin yakın zamandaki tecrübelerini analiz etmeleri ve daha fazla ve kaliteli iş yaratılması, işgücünün biçimlendirilmesinin desteklenmesi, eşitsizliğin azaltılması, etkili sosyal koruma ve işgücü piyasasının uyum yeteneğinin sağlanmasında en çok başarılı olmuş, en iyi uygulamaları belirlemeleri konusunda destekliyoruz. 29. Gençlerin istihdamını teşvik etmek küresel bir önceliktir. Kaliteli çıraklık ve gönüllü mesleki eğitim programlarının gerçekleştirilmesi ve örneğin, uygun olduğu hallerde, ücret dışı emek giderlerinin azaltılması, gençliğin farklı grupları için erken müdahale önlemlerine ve etkili iş arama yardımları yoluna gidilmesi ve genç girişimcileri ve yeni başlayan iş yerlerinin motive edilmesi suretiyle firmaları, gençleri işe almaya teşvik edecek yenilikçi usuller bulunması hedeflerine bağlıyız. Gençliğe güvence yaklaşımları da dâhil olmak üzere, amaca uygun stratejiler, girişimciliği destekleyen üniversite ve okul eğitim programları, G-20 ülkeleri arasında iyi uygulamaların değişiminin kolaylaştırılması ve sosyal ortaklıklar bu bakımdan kilit öneme sahiptir. 30. Kapsayıcı işgücü piyasalarının, piyasaya ilişkin geliştirilmiş bilgilerin ve işsizlikte, eksik istihdamda ve kayıt dışı istihdamda sürekli bir düşüşle birlikte; istihdam düzeylerinin yükselmesine katkı sağlayacak etkili istihdam hizmetlerinin desteklenmesi yönündeki çabalarımızı artırma hedeflerine bağlıyız. Uygun işgücü piyasalarının ve sosyal politikaların daha iyi sosyal bütünlük, ekonomik istikrar temin edebileceği ve toplam talep ile orta ve uzun vadeli büyümeyi destekleyebileceği hususunda mutabıkız. Karşılanabilir, etkin, etkili ve sosyal açıdan yeterli, sıhhatli yerel sosyal koruma ağlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Sosyal koruma politikalarımız, gerekirse yardım sağlayarak, istihdamı ve iş aramayı desteklemelidir. İş yaratılması ve işgücü arzının massedilmesi edilmesi de dâhil olmak üzere, kapsayıcı büyümenin temini bakımından en önemli ortaklarımız arasında olan küçük ve orta ölçekli girişimler (KOBİ’ler) dâhil özel sektör, teşvik edilmelidir. Diğer uluslararası kuruluşlar yanında IMF’nin büyüme, istihdam ve gelir dağılımı alanlarındaki araştırmalarına devam etmesini destekliyoruz. 31. Az temsil edilen ve kırılgan grupların verimli ve tatminkâr işler bulmalarına hem teşvik hem destek verilmesine önem atfetmekteyiz. Gençler, kadınlar, uzun süreli işsizler, düşük 8

Gayrıresmi Tercüme

nitelikli işçiler, yalnız ebeveynler, engelli ve yaşlı işçiler gibi iş bulmak ve işte kalmakta en büyük engellerle karşılaşan gruplara özel ilgi gösterilmelidir. Bu nedenle bu gruplara, işsizler için gelir desteğini, iş arama yardımını, iş deneyimini, kamu istihdam programları, işe alma sübvansiyonları, şartlı transferler ve eğitimle birlikte, her ülkenin koşullarına göre koşulları hafifletilmiş düzenlemelerle birleştirecek önlemlerle, amaca uygun aktivasyon stratejilerini geliştirme ve güçlendirme hedefine bağlıyız. Bu önlemler resmen istihdam edilmek için daha iyi fırsatlar sağlanmasına yönelik daha genel gayretlerle ilişkilendirilmelidir. Çalışma ve İstihdam Bakanlarımız ve G-20 Bakanlarımıza en iyi uygulamaları aralarında teati etmeleri ve bu taahhüdün uygulanması bakımından ILO, OECD ve Dünya Bankası Grubunun desteğiyle daha kapsayıcı emek piyasaları için iyi uygulamaların ve etkili önlemlerin tanımlanmasında birlikte çalışmaları çağrısında bulunuyoruz. 32. Taahhütlerimizi yerine getirmemizde kaydettiğimiz gelişmeyi rapor etmenin ve etkin politika ve önlemlere ilişkin deneyimlerimizi paylaşmanın önemini teyit ediyoruz. G-20 İstihdam Görev Gücü tarafından hazırlanan, iyi uygulamalar ile işgücü piyasası ve istihdam konusundaki zorluklara karşı alınan önlemleri paylaşmaya imkân veren ve ekonomik analiz ve karar vermeye yönelik önemli bir kaynak vazifesi gören veri tabanını önemli bir araç olarak görüyoruz. Bu husus, özellikle gençlerin istihdamı ve becerilerinin geliştirilmesi için önem taşımaktadır. Çalışmaya devam etmeyi ve bu yaklaşımı, veri tabanının kapsamı da dâhil olacak şekilde geliştirmeyi; gerekli olduğunda ülkelere ait ve ülkelere özgü izleme mekanizmaları oluşturmayı, bu politikaları geliştirirken veri tabanını kullanmayı taahhüt ediyoruz. 33. B-20 ve L-20’nin katkılarını memnuniyetle karşılıyor ve sosyal diyaloğun G-20’nin büyüme, istihdam ve sosyal uyum hedeflerine ulaşmak için belirleyici önemini tasdik ediyoruz. 34. G-20 İstihdam Görev Gücü’ne çalışmaları için teşekkür ediyor ve görev sürelerini bir yıllığına uzatıyoruz. G-20 İstihdam Görev Gücü’nü ekonomi politikaları ile işgücü ve istihdama ilişkin konulardaki çalışmalarını devam ettirmeye ve özellikle gençler ile uzun dönemli işsizler, yapısal işsizliği çözmeye yönelik stratejiler ve ulusal sosyal güvenlik sistemlerine odaklanmaya çağırıyoruz. Bu, izleme sürecine devam etme, en iyi uygulamaları paylaşma ve nitelikli çıraklıklarla ilgili temel unsurlara ilişkin ilerlemeyi gözden geçirme dâhil, Çalışma ve İstihdam Bakanlarımızca önerilen hususlar üzerine bina edilecek bir çalışma olacaktır. Görev Gücünden ILO, OECD ve Dünya Bankası Grubu ile birlikte çalışarak, istihdam konusunda farklı yapısal koşullarımıza uygun olarak geliştirilen ülke temelli planlar ve eylem setlerinin teatisini koordine etmelerini istiyoruz. Bu raporlar, G-20 ülkelerinin istihdam alanında karşılaştığı zorlukların üstesinden gelebilmeleri için kullanacakları politika ve program karışımları hakkında bilgi içermelidir. İlave olarak, güvensiz çalışma ortamları nedeniyle dünya çapında meydana gelen can ve mal kayıpları dikkate alınarak; Görev Gücüne, diğer ülkeler ile istişare halinde, ILO ile birlikte çalışmayı ve G-20’nin işyerlerinin güvenliğine nasıl katkıda bulunabileceği hususunu değerlendirme talimatı veriyoruz. G-20 bünyesindeki işgücü konularına ilişkin faaliyetlerde, G-20 İstihdam Görev Gücü ile Büyüme 9

Gayrıresmi Tercüme

Çerçevesi ve Kalkınma Çalışma Grupları arasındaki işbirliğinin ve eşgüdümün artmasını destekliyoruz.

Yatırımların Finansmanı 35. Uzun vadeli yatırımların sürdürülebilir büyüme ve istihdam oluşturma açısından kilit bir rol oynadığının farkındayız. Bu itibarla, ülkelere özgü koşulları da dikkate alarak, altyapı alanındaki yatırımlar ile KOBİ yatırımları da dâhil olmak üzere, uzun vadeli yatırımların finansmanı için uygun koşulların ortaya konulması önem arz etmektedir. Özellikle, yatırım ortamının, uzun vadeli finansmanın ülkeye çekilmesinde sahip olduğu büyük önemin farkındayız. Özel sermayenin harekete geçirilmesinin önündeki engellerin belirlenmesi ve giderilmesi ile mevcut yatırım koşullarının ve kamu harcamalarının etkinliğinin artırılmasına yönelik kapsamlı bir yaklaşım izleyeceğiz. 36. Yatırımların artırılması yoluyla büyümeyi artırmak ve istihdam oluşturmak için; başta altyapı alanındakiler olmak üzere, uzun vadeli yatırımların finansmanı için daha elverişli bir yapı teşkil edilmesi ve hayata geçirilen projelerde bir artış yakalanabilmesi için yurt içi yatırım ortamını somut bir şekilde iyileştirecek bir dizi müşterek ve ülkelere özgü eylemin Brisbane Zirvesi’ne kadar geliştirilmesini taahhüt ediyoruz. Bu eylemler, ülkelerimizin büyüme stratejilerinin bir parçası olacaktır. 37. G-20 Yatırımların Finansmanı Çalışma Grubu tarafından hazırlanan Çalışma Planı’nı onaylıyoruz. Bakanlarımızı ve Merkez Bankası Başkanlarımızı, ilgili uluslararası kuruluşların katkılarını alarak ve diğer ilgili G-20 çalışma grupları ile de işbirliği halinde, uzun vadeli yatırımların finansmanına ilişkin sorunlara yönelik analizlerini genişletmeye ve bu suretle, uzun vadeli yatırımlara yönelik iyi tesis edilmiş ve örneklere dayalı politika girişimlerine katkı sağlamaya çağırıyoruz. Bakanlarımızdan, bir sonraki Zirve’de, ilgili uluslararası kuruluşların raporlarının da ışığında bizlere tavsiyelerini aktarmalarını bekliyoruz. 38. Kurumsal yatırımcıları, görev tanımları ve ihtiyatlı risk politikaları ile uyumlu olmak kaydıyla, uzun vadeli yatırımların finansmanı konusunda teşvik edecek politikaların hükümetler tarafından desteklenmesi gerektiği noktasında fikir birliği halindeyiz. Uzun Vadeli Yatırımların Kurumsal Yatırımcılar tarafından Finansmanına ilişkin G20/OECD Üst Düzey İlkeleri’ni onaylıyoruz. Bakanlarımız ve Merkez Bankası Başkanlarından, bir sonraki Zirve’ye kadar bu ilkelerin uygulanmasına yönelik yaklaşımları OECD ve diğer ilgili katılımcılarla birlikte belirlemelerini istiyoruz. Finansal İstikrar Kurulu’nun (FSB), finansal düzenleyici reformların uzun vadeli yatırım finansman arzı üzerindeki etkilerini takip etmesini memnuniyetle karşılıyoruz. 39. Bakanlarımıza, yurt içi sermaye piyasalarının geliştirilmesinin sağlanması ve küresel tasarrufların, altyapı da dâhil olmak üzere, üretken yatırımlara daha yüksek oranda yönlendirilmesi ile KOBİ’lerin finansman erişiminin iyileştirilmesine yönelik önlemleri, bir sonraki Zirve’ye kadar belirlemeleri yönünde çağrıda bulunuyoruz. Özel finansman kaynaklarının ve sermaye piyasalarının hangi yollarla daha iyi kullanabileceğinin Bakanlar ve 10

Gayrıresmi Tercüme

Merkez Bankası Başkanları tarafından değerlendirilmesini talep ediyoruz. Ayrıca, Çok Taraflı Kalkınma Bankaları’nın hâlihazırdaki çalışmalarını zemin alarak, mevcut kaynaklarının daha etkin kullanımına yönelik, özel sermayenin hareket geçirilmesi ve Çok Taraflı Kalkınma Bankaları’nın borç verme kapasitelerinin artırılması da dâhil olmak üzere, yeni yaklaşımlar geliştirilmesini bekliyoruz. Dünya Bankası’nın ve bölgesel bankaların, bilhassa yükselen piyasalarda ve gelişmekte olan ekonomilerde, yapılacak altyapı yatırımlarının finansmanını kolaylaştırmaya yönelik süregelen çalışmalarını not ediyoruz. 40. Altyapı ve proje hazırlık fonlarının daha iyi kullanımı başta olmak üzere, yatırım projelerine ilişkin önceliklendirme, planlama, finansman ile ilgili şeffaflığın sağlanması ve süreçlerin iyileştirilmesinin öneminin farkındayız. Kamu-özel sektör işbirliği (KÖİ) düzenlemelerinin tasarımını ve bu düzenlemelere ilişkin koşulları geliştirmeye yönelik yaklaşımlara da özel önem verilecektir. Çok Taraflı Ticaretin Geliştirilmesi 41. Serbest ticaret ve yatırım ile açık, kurallara dayanan, şeffaf ve DTÖ-temelli ayrımcı olmayan ticaret sistemine ulaşılması, küresel büyümenin yeniden tesis edilmesinde hayati önem taşımaktadır. Ticaretin ulusal ve küresel düzeyde ekonomik büyüme, sürdürülebilir kalkınma ve istihdam yaratmada kilit öneme sahip olduğunu vurguluyoruz. 42. Çok taraflı ticaret sisteminin başarılı bir şekilde işlemesinin ehemmiyetini ve kuralların düzgün bir şekilde uygulanmasının sağlanmasındaki önemini teyit ediyoruz. Ticaretin kolaylaştırılması ile tarım ve kalkınma konularının bazı unsurları üzerine 9. Bakanlar Konferansı’nda (BK9) başarılı bir sonuç alınması, çok taraflı ticaret serbestisinin ve gelişiminin ilerletilmesi için bir atlama taşı vazifesi görecek ve Doha Kalkınma Gündemi müzakerelerinin dengeli bir şekilde sonuçlandırılması yönünde ilerleme anlamına gelecektir. Böylece, Bali Konferansı sonrasında Doha turu müzakerelerinin başarılı bir biçimde gerçekleşeceğine yönelik yeni bir güven ortamı doğacaktır. 43. Tüm DTÖ üyelerini, mevcut ihtilafların giderilmesini teminen gerekli esnekliği göstermeye ve Aralık 2013 Bali DTÖ Bakanlar Konferansı’na kadar olumlu ve dengeli sonuçlar elde etmeye çağırıyoruz. BK9’da dengeli ve elle tutulur sonuçlara ulaşmak ve DTÖ’nün müzakere fonksiyonlarının inandırıcılığını ortaya koymak için bu görüşmelere önemli katkılar sağlamaya hazır bulunuyoruz. 44. Korumacılığın yol açtığı ekonomik yavaşlama ve ticari zayıflama risklerinin farkındayız. Küresel ticaret ve yatırımlara ilişkin engelleri kaldırmada daha fazla ilerleme sağlamaya bağlı kalarak, mevcut korumacı önlem almama teminatımızı 2016 sonuna kadar uzatıyoruz ve yeni korumacılık önlemlerinden kaçınmaya yönelik taahhüdümüzü yineliyoruz. Bu taahhütlerle, DTÖ aracılığıyla korumacılığın daha fazla önlenmesinin önemini vurguluyoruz ve bu amaçla, Doha Kalkınma Gündeminin başarılı bir şekilde neticelendirilmesine yönelik bir yol haritası üzerindeki görüşmelerde itici güç olarak BK9’un başarılı geçmesi için çalışacağız.

11

Gayrıresmi Tercüme

45. Ticaret ve yatırımları kısıtlayıcı/genişletici tedbirlerin DTÖ, OECD ve UNCTAD tarafından izlenmesine değer veriyoruz. Bu örgütleri, kendi yetkileri ile uyumlu olarak, korumacılığa karşı daha iyi bir şekilde karşı koymak, küresel ticaret ve yatırımın serbestleştirilmesini teşvik etmek, mevcut ve yeni tedbirlerin olası etkilerini araştırmak üzere bu çalışmayı sürdürmeye ve güçlendirmeye çağırıyoruz. DTÖ’nün hükümetlerin, özel sektörün ve sivil toplumun yararına olacak şekilde, bu tedbirler hakkında şeffaflık sağlayan internet sayfasını memnuniyetle karşılıyoruz. 46. Şeffaflık, çok taraflı ticaret sisteminin temel bir taşıdır. DTÖ bildirim gerekliliklerine zamanlı bir şekilde uymaya ve mevcut DTÖ kuralları aracılığıyla şeffaflığı geliştirmeye bağlı bulunuyoruz. 47. Bölgesel ticaret anlaşmalarının (BTA) önemini ve ticaret ve yatırım serbestleşmesine olan katkılarını anlıyoruz. BTA’ların çok taraflı ticaret sistemini desteklemelerini sağlamayı taahhüt ediyoruz. BTA’ların şeffaflığını güçlendirmenin ve BTA’ların ve çok taraflı kuralların daha fazla geliştirilmesi üzerindeki etkilerini anlamanın, bütün G-20 üyelerinin stratejik çıkarlarına olduğunu takdir ediyoruz. DTÖ bünyesindeki BTA’lar hakkındaki çalışmamızı sürdürmeye ve Bölgesel Ticaret Anlaşmalarında Şeffaflığı İlerletmeye ilişkin G-20 yaklaşımlarını paylaşmaya kararlıyız. 48. Afrika Kalkınma Bankası, Uluslararası Ticaret Merkezi, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) ve Dünya Bankası arasında bir ortaklık olan ve yeni ticaret imkânlarını belirlemek ve ticari akışları kolaylaştırmak maksadıyla ticaret politikası bilgisinin ve analiz sisteminin açık kullanımını sağlayacak olan Ticarette Şeffaflık Girişimini destekliyoruz. Ayrıca DTÖ’nün entegre Ticaret Bilgi Portalini (I-TIP) memnuniyetle karşılıyoruz. 49. Küresel değer zincirlerinin hızlı yayılmasını ve büyüme, endüstriyel yapı, kalkınma ve istihdam yaratmada bu değer zincirlerine katılımın etkilerini daha iyi anlamanın önemini kabul ediyoruz. Bu bağlamda, OECD, DTÖ ve UNCTAD tarafından yapılan çalışmayı memnuniyetle karşılıyor ve hükümetlerin bu konudaki görüşlerini sormalarını ve özellikle küresel değer zincirlerinin ticaret, ekonomik büyüme, kalkınma, istihdam yaratma ve katma değerin dağılımı üzerine olan etkisine ilişkin olarak sürdürmeye çağırıyoruz. Küresel değer zincirlerine katılımın getirdiği fırsatların ve zorlukların belirlenmesi ve katma değere ilişkin ticaret istatistiklerinin ulaşılabilir kılınması, ülkelere gelecekte bu değer zincirlerinden faydalanmaları için uygun politika tercihleri belirlemelerinde yardım sağlayabilir. OECD’yi, DTÖ ve UNCTAD ile işbirliği içinde, 2014’ün ilk yarısında bu amaçla bir rapor sunmaya davet ediyoruz.

12

Gayrıresmi Tercüme

Matrah Aşınması ve Kar Kaydırmanın Azaltılması, Vergiden Kaçınma ile Mücadele ve Şeffaflığın ve Otomatik Bilgi Paylaşımının Teşvik Edilmesi 50. İçinde bulunduğumuz, sert mali sıkılaşma ve birçok ülkede yaşanan toplumsal güçlük ortamında, tüm vergi mükelleflerinin, vergi yükünden üzerlerine adil bir şekilde tereddüp eden paylarını ödemelerini temin etmek, hiç olmadığı kadar öncelik teşkil etmektedir. Vergiden kaçınma, zararlı uygulamalar ve agresif vergi planlaması ile mücadele edilmelidir. Elektronik ekonomik faaliyetlerin artması uluslararası vergilendirme için engel teşkil etmektedir. OECD tarafından hazırlanan, matrah aşınması ve kar kaydırmanın azaltılmasını amaçlayan, iddialı ve kapsayıcı nitelikteki Eylem Planı’nı ve Planın uygun bir mekanizma ile güçlendirilmesini tamamen onaylıyoruz. G-20/OECD Matrah Aşınması ve Kar Kaydırma (BEPS) projesinin başlatılmasını memnuniyetle karşılıyor ve ilgilenen tüm ülkelerin buna katılımını teşvik ediyoruz. Kârlar, kâra kaynaklık eden ekonomik faaliyetlerin gerçekleştirildiği ve katma değerin yaratıldığı yerde vergilendirilmelidir. Matrah aşınması ve kar kaydırmanın asgariye indirilmesi için, ülkeleri kanunlarının matrah aşınmasına ve kar kaydırmaya nasıl katkıda bulunduğunu incelemeye ve çok uluslu şirketlerin kârlarını daha düşük vergi ödenen ülkelere kaydırmalarına imkân sağlayan ya da bunu destekleyen uluslararası ve ulusal vergi düzenlemelerini değiştirmeye davet ediyoruz. Mobil gelirlerin etkin bir şekilde vergilendirilmesinin bir zorluk olduğunun bilincindeyiz. Ülkelerin düzenleme yapma haklarını da dikkate alarak, Eylem Planı`nda belirlenen 15 eylemin geliştirilmesine ve uygulanmasına yönelik bireysel ve müşterek tüm gerekli adımları atmayı taahhüt ediyoruz. Bu çalışmaları yakından takip edeceğiz ve Eylem Planı’nın uygulanmasına ilişkin olarak düzenli raporlama yapılmasını bekliyoruz. 51. Vergide şeffaflık alanında son dönemde sağlanan ilerlemeyi takdirle karşılıyor ve OECD’nin ikili ve çok taraflı otomatik bilgi paylaşımı için gerçek anlamda küresel bir model geliştirmeye yönelik teklifini tamamen destekliyoruz. Diğer ülkeleri bu konuda mümkün olduğunca kısa sürede aramıza katılmaya davet ederek, otomatik bilgi paylaşımını bu alandaki yeni ve tek küresel standart olarak taahhüt ediyoruz. OECD’nin G-20 ülkeleri ile birlikte otomatik bilgi paylaşımına yönelik bu yeni standardı Şubat 2014 itibarıyla sunmaya ve 2014 yıl ortası itibarıyla otomatik bilgi paylaşımına yönelik teknik ayrıntıların tamamlanmasına yönelik çalışmalarını bütünüyle destekliyoruz. Buna paralel olarak, 2015 yılı sonu itibarıyla, G-20 ülkeleri arasında vergi konularında otomatik bilgi paylaşımına başlanmasını bekliyoruz. Vergi Meselelerinde Müşterek İdari Yardımlaşma Çok Taraflı Sözleşmesi’ne ilave bir gecikme olmaksızın katılmaları yönünde tüm ülkelere çağrıda bulunuyoruz. Yeni standardın küresel ölçekte tam anlamıyla ve pratik olarak uygulanmasını bekliyoruz. Küresel Forum’u, talebe binaen bilgi paylaşımının etkin olarak uygulanmasına yönelik kapsamlı ülke notlarını tahsis surecini tamamlama ve standartlara uyumu mutat bir şekilde izlemesi hususunda teşvik ediyoruz. Özellikle Küresel Forum incelemesinde İkinci Aşamaya geçememiş on dört ülke başta olmak üzere, tüm ülkelerin Küresel Forum tavsiyelerine uyum sağlamasını istiyoruz. Küresel Forumu, Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) gerçek yararlanıcıya ilişkin çalışmalarından faydalanmaya davet ediyoruz. Küresel Forum’un gerçek yararlanıcıya ilişkin raporu ile otomatik bilgi paylaşımına yönelik yeni standardın uygulanmasının denetimine ve incelemesine yönelik bir mekanizma kurulmasına ilişkin raporunu bekliyoruz. 13

Gayrıresmi Tercüme

52. Yerel kaynakların harekete geçirilmesi kalkınmanın finansmanı için kritik önemi haiz olduğundan, gelişmekte olan ülkeler daha şeffaf bir uluslararası vergi sisteminden faydalanabilmeli ve gelir kapasitelerini güçlendirebilmelidir. Vergide bilgi paylaşımının artmasının, bundan faydalanan tüm ülkeler için önemini kabul ediyoruz. Otomatik bilgi paylaşımının, en az gelişmiş ülkeler dâhil tüm ülkelere erişilebilir olmasını sağlamayı taahhüt ediyoruz ve bu ülkelerin kapasite geliştirmeleri için destek sağlamaya çalışacağız. Kalkınma Çalışma Grubu`nu Finans Hattıyla müştereken; OECD, Vergide Bilgi Paylaşımı Küresel Forumu ve diğer uluslararası kuruluşlarla birlikte çalışarak; gelişmekte olan ülkelerin yeni otomatik bilgi paylaşım standardını uygulamalarına engel olan hususları nasıl ortadan kaldıracaklarına dair bir yol haritası oluşturmaya ve Saint Petersburg Kalkınma Görünüm Planında yer verilen eylemlerle ilgili olarak standardın karşılanmasına yardımcı olmaya çağırıyoruz. Kalkınma Çalışma Grubu bir sonraki Zirveye bu konuda rapor sunmalıdır. Uluslararası kuruluşlarla birlikte çalışarak, tecrübe paylaşımında bulunmaya, kapasite geliştirmeye ve başarıyı teminen uzun ömürlü ortaklık programlarına dâhil olmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede, OECD’nin, vergi konusunda gelişmekte olan ülkelerin yerel kapasitelerini artırmayı ve bilgi paylaşımını sağlamayı amaçlayan Sınır Tanımayan Vergi Müfettişleri girişimini memnuniyetle karşılıyoruz. Son olarak, gelişmekte olan ülkeleri (otomatik bilgi paylaşımına ek olarak) vergi idarelerinin ihtiyaçlarını tespit etme ve kapasitelerini geliştirme hususlarında desteklemeye devam edeceğimizi taahhüt ediyoruz ve bu desteğin gelişmekte olan ülke talebiyle başlamasını destekliyoruz.

Uluslararası Finansal Mimari 53. Süregelen IMF yönetim reformların tamamlanması, Fon’un güvenilirliğini, meşruiyetini ve etkililiğini artırmak için vazgeçilmezdir. Bu nedenle, 2010 IMF Kota ve Yönetim Reformu’nun ivedilikle onaylanmasına ihtiyaç duyulmaktadır. IMF İcra Direktörleri Kurulu’nun yeni kota formülü üzerinde nihai uzlaşıya varılması sürecini 15. Genel Kota Gözden Geçirmesi ile birleştirme kararını desteklemeyi sürdürüyoruz. Tüm IMF üyeleri ile birlikte, kota formülü üzerinde anlaşmak ve 15. Genel Kota Gözden Geçirmesini, Seul Zirvesi’nde uzlaşıldığı ve Cannes ile Los Cabos’ta teyit edildiği üzere, 2014 yılı Ocak ayına kadar tamamlamak doğrultusundaki taahhüdümüze bağlıyız. Bu hedefe ulaşılması için, 2013 yılı Ekim ayı içerisindeki G-20 Bakanlar ve IMFC Toplantılarına kadar anlaşılmasına ve bu suretle, daimi bir ilerleme kaydedilmesine büyük önem atfediyoruz. Formüle dayalı olarak belirlenecek kota dağılımının, IMF üyelerinin küresel ekonomi içindeki –dinamik yükselen piyasa ekonomileri ve gelişmekte olan ülkelerdeki güçlü gayri safi yurtiçi hâsıla büyümesi ışığında önemli ölçüde değişen- ağırlıklarını daha iyi yansıtması gerektiğine ilişkin geçmiş taahhüdümüzü yineliyoruz. Bu ağırlıklar, bu Genel Kota Gözden Geçirmesi kapsamında, IMF’nin en yoksul üyelerinin temsil gücünün korunmasına olan ihtiyacı bir kez daha teyit ediyoruz. 54. Los Cabos’ta, etkin küresel güvenlik ağlarının öneminin farkında olarak, kayda değer sayıda ülkenin IMF kaynaklarının 461 milyar ABD dolar artırılmasına yönelik verdiği 14

Gayrıresmi Tercüme

taahhütleri memnuniyetle karşılamıştık. Bugün, taahhüt edilen bu kaynakların büyük çoğunluğunun IMF’ye, ikili kredi ya da tahvil satın alım anlaşmaları aracılığıyla sunulduğunu ilan etmekten memnuniyet duyuyoruz. Bu geniş kapsamlı işbirliği çabası, Fon’un krizlerin önlenmesi ve çözümlenmesindeki rolünün güçlendirilmesi ve böylelikle küresel finansal istikrarın korunmasına katkı sağlanmasına yönelik uluslararası toplumun kararlılığını sergilemektedir. 55. Bölgesel Finansman Düzenlemeleri’nin (BFD) mevcut küresel finansal güvenlik ağında önemli bir rol oynayabileceğini teyit ediyoruz. Cannes’da kabul ettiğimiz, IMF ve BFD’ler arasındaki işbirliğinin önemini, ilgili kurumların görev tanımı ve bağımsızlığını muhafaza ederek vurgulayan ortak ilkeleri yeniden teyit ediyoruz. Bu konuda, IMF ve G-20’nin yürüttüğü son çalışmaları göz önüne alarak; IMF ve BFD’ler arasında süreklilik arz eden, esnek ve gönüllü bir diyalogun iyi yapılandırılmış iletişim kanalları aracılığıyla oluşturulmasını bekliyoruz. BFD’lerin kendi arasında da esnek ve gönüllülük esasına dayalı, gayrı resmi bir fikir ve tecrübe teatisi tesis etmek amacıyla yürütülecek diyalogun önemini not ediyoruz. Bu çerçevede Bakanlarımızdan, IMF-BFD işbirliğinin yanı sıra BFD’ler arası diyaloga ilişkin gelişmeleri ve ilerlemeleri izlemelerini istiyoruz. 56. Kamu borç yönetimine ilişkin mevcut uygulamaların güçlendirilmesi, daha dirençli bir kamu finansman yapısı sağlanması açısından önemlidir. Kamu Borç Yönetimi Kılavuzları’nın yakın geçmişteki tecrübelerimiz ışığında güncellenmesine yönelik IMF ve Dünya Bankası’nca sürdürülen çalışmaları memnuniyetle karşılıyoruz. Bakanlarımızdan, söz konusu Kılavuzların güncellenmesine ilişkin ilerlemeyi ve OECD’nin devlet garantileri de dâhil olmak üzere, kamu borçlarının temini, yönetimi ve itfasına ilişkin yol gösterici uygulamalarının güncellenmesi hakkındaki ara raporunu değerlendirmelerini istiyoruz. 57. Son yıllardaki gerçekleşmeler, borç sürdürülebilirliğinin herkes için önemini göstermiştir. Bu nedenle biz, IMF ve Dünya Bankası’nın bu hususta sürdürdüğü dikkati uygun buluyoruz. Ayrıca, düşük gelirli ülkeler için IMF-Dünya Bankası Borç Sürdürülebilirlik Çerçevesi’nin uygulanmasını destekliyoruz. Uygulamalarımızın daha sağlam bir bilgi zeminine oturması ve uygun kanallar aracılığıyla sürdürülebilir finansmanın, sürdürülebilir büyümenin ve kalkınmanın sağlanması amacıyla bu Çerçeve’yi göz önünde bulunduracağız. Sürdürülebilir finansmana yönelik ilkelerin geliştirilmesi olasılığı da dâhil olmak üzere, bu konularda, düşük gelirli ülkelerle daha kapsayıcı tartışmaların yapılmasına ihtiyaç duyulduğu hususunda uzlaşıya vardık. IMF ve Dünya Bankası’ndan düşük gelirli ülkelere, ihtiyatlı orta vadeli borç yönetim stratejilerinin hazırlanması ve borç yönetim kapasitelerinin geliştirilmesi konularında kendi talepleri dâhilinde yardım etmeye devam etmelerini istiyoruz. 58. Küresel likidite koşullarını yansıtan göstergeler geliştirilmesi konusunda IMF ve BIS (Uluslararası Ödemeler Bankası) tarafından, fiyat ve miktar tabanlı ölçütleri göz önünde bulundurarak gerçekleştirilen çalışmaları not ediyoruz. Küresel likidite göstergelerinin daha kapsamlı bir şekilde Fon’un gözetim çerçevesine nasıl dâhil edilebileceğine yönelik öneriler geliştirmek amacıyla ilave araştırmalar yapması yönünde Fon’a çağrıda bulunuyoruz.

15

Gayrıresmi Tercüme

59. Etkin yerel para birimi cinsinden tahvil piyasalarının, ulusal ekonomilerin ve finansal sistemlerin dayanıklılığını artırma noktasında önemli bir rol oynadığını yineliyoruz. IMF, Dünya Bankası Grubu, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, OECD ve diğer uluslararası kuruluşların, Yerel Para Birimi Cinsinden Tahvil Piyasalarına İlişkin Teşhis Çerçevesi’ni hazırlamalarının yanı sıra, Yerel Para Birimi Cinsinden Tahvil Piyasalarının Geliştirilmesine İlişkin Eylem Planı’nın uygulanmasına yönelik çalışmalarını memnuniyetle karşılıyoruz. Uluslararası kuruluşları, diğer teknik yardım sağlayıcıları ve ülke yetkililerini, yerel para birimi cinsinden tahvil piyasalarının geliştirilmesinin desteklenmesine yönelik reform ve kapasite geliştirme önceliklerinin belirlenmesi ve oluşturulması konusunda Teşhis Çerçevesi’ni kullanmaları hususunda teşvik ediyoruz. 60. Bakanlarımızın, Uluslararası Kalkınma Birliği’nin (IDA) 17. kaynak artırımına ve Afrika Kalkınma Fonu’nun (AfDF) 13. kaynak artırımına yönelik taahhütlerini memnuniyetle karşılıyoruz.

Finansal Düzenlemeler Başarılarımız ve Önümüzdeki Dönemde Yapılacaklar 61. Geride bıraktığımız beş yılda finansal sektörlerimizde uluslararası tutarlılığı haiz düzenlemelerin uygulanması konusunda önemli gelişmeler kaydettik. Bütün önemli ülkeler, tamamen ya da kısmen: Yeni küresel sermaye yeterlilik düzenlemelerini (Basel III) uygulamaya koydu, Tezgâh üstü türev ürünlerin organize piyasalarda ya da elektronik platformlarda işlem görmesi, merkezi takası ve raporlanmasına yönelik gerekli çerçeveyi tamamladı, Küresel sistemik öneme sahip banka ve sigorta şirketlerini belirledi ve bunların olası risklerinin azaltılması amacıyla geliştirilmiş ihtiyati standartlara tabi olması hususunda mutabık kaldı, Karmaşık ve büyük finansal kurumların vergi mükellefleri aleyhine kayıplara neden olmaksızın muntazam bir şekilde tasfiyesine yönelik üzerinde uzlaşılmış araçları ve süreçleri uygulamaya koydu, Gölge bankacılıktan kaynaklanan olası sistemik risklerin finansal istikrara etkilerine yönelik gelişme kaydetti. Bu düzenlemelerin uygulanmasına bağlılık ve bu konuda uluslararası işbirliğinin sağlanması geçmişte emsali olmayan bir olaydır. Ancak, bu konuda yapılması gereken daha çok şey bulunmaktadır. Çalışmalar tamamlanana kadar, reformların hızlı bir şekilde yürütülmesi konusunda kararlıyız.

16

Gayrıresmi Tercüme

Güçlü sürdürülebilir ve Dengeli Ekonomik Büyümeyi Destekleyen Bir Finansal Sisteme Doğru 62. Kasım 2008’de Vaşington’daki taahhüdümüzden bu yana, krize neden olan önemli fay hatlarını bertaraf etmeyi amaçlayan geniş bir yelpazede reform üzerinde uzlaştık ve bunları uyguluyoruz. Uluslararası tutarlı ve ayrım yapmayan bir şekilde tüm finansal kurumların, piyasaların ve piyasa katılımcılarının durumlarına uygun düzenlenmesini ya da gözetime tabi olmasını temin ediyoruz. Çalışmalarımızda önemli derecede ilerleme sağlandı ancak çalışmalarımız henüz tamamlanmadı. Sistemik riskle mücadeleye tam olarak bağlıyız. Daha dayanıklı finansal kurumlar geliştiriyor, batmasına izin verilemeyecek kadar büyük olgusunu bertaraf etme yolunda önemli gelişmeler kaydediyor, şeffaflığı ve piyasaların bütünlüğünü artırıyor, mevzuattaki boşlukları gideriyor ve gölge bankacılıktan kaynaklanan riskleri ortadan kaldırmak için çalışıyoruz. Türev ürünler piyasasında daha güvenli yaparak, piyasa alt yapılarını daha da güçlendirerek ve kredi derecelendirme kurumlarını yeniden düzenleyerek, finansal piyasaların kesintisiz bir şekilde işlemesini destekliyoruz. 63. Serbest, bütüncül ve sağlam bir küresel finansal sistemin faydalarını elde etme konusunda kararlıyız. Bu amaçla, üzerinde uzlaşma sağlanmış reformların tutarlı ve ayrım gözetmeyen bir şekilde tam olarak uygulanması için gerekli adımları atmaya devam edeceğiz. İşbirliği ve bilgi paylaşımını geliştireceğiz. 64. Ahlaki tehlikeyi ve sistemik riski azaltmayı, finansal istikrarı geliştirmeyi ve sürdürülebilir ve dengeli bir ekonomik büyümeyi desteklemeyi amaçlayan finansal düzenleme reformlarını teşvik ediyoruz. Bu cihetle, Finansal İstikrar Kurulu’nun (FSB); bu yıl daha fazla mali özerkliğe sahip, finansal düzenlemeye ilişkin politikaların geliştirilmesini ve uygulanmasını koordine etme kapasitesi daha güçlü bir tüzel kişilik olarak kurulmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Ayrıca, FSB’nin finansal düzenlemeler reform gündemine ilişkin olarak Zirve’ye sunulmak üzere hazırlanan ilerleme raporunu ile bu konudaki özet raporunu ve bugüne kadar kaydedilen önemli gelişmeleri memnuniyetle karşılıyoruz. FSB’nin temsil yapısının gözden geçirme kararını destekliyor ve FSB’nin bu konudaki raporunu bir sonraki Zirvede sunmasını bekliyoruz. 65. Kabul edilen reformları uygulamaya ilişkin taahhüdümüze ilişkin peşin hükümlü bir tavır takınmadan, istenmeyen mühim sonuçları uygun şekilde ele almak amacıyla, kabul edilen finansal düzenleme reformlarının, yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ülkelere etkilerinin izlenmesi için FSB`nin, standart belirleyici kuruluşlar, IMF ve Dünya Bankası Grubuyla birlikte kaydettiği gelişmeyi takdirle karşılıyoruz. IMF, Dünya Bankası ve diğer standart belirleyici kuruluşlara, bu alandaki takip, analiz ve teknik destek çalışmalarını hızlandırma çağrısında bulunuyoruz. Son olarak, gerektiğinde uygulamaların izlenmesine yönelik çerçevesinin bir parçası olarak, FSB`yi gelişen düzenleyici reformların, yükselen piyasalara ve gelişmekte olan ekonomilere etkilerini izleme, analiz etme ve raporlama hususunda tevsik ediyoruz. 66. Finansal düzenlemeler gündemini tamamlanana kadar izlemeye kararlıyız. Küresel piyasaların parçalanması riskini göz önünde bulundurmaya devam edeceğiz. Finansal 17

Gayrıresmi Tercüme

düzenlemeler konusunda işbirliğinde bulunmaya devam edeceğiz ve bir sonraki buluşmamıza değin, Bakanlarımız ve Merkez Bankası Başkanlarımızla FSB tarafından daha da ileri düzeyde gelişme sağlanmasını bekliyoruz. Finansal düzenlemeler reformunun finansal sistemin dayanıklılığına, finansal istikrara ve uzun dönem yatırımların finansmanına etkilerini izlemeye ve değerlendirmeye de devam edeceğiz.

Dayanıklı Finansal Kurumların Tesisi ve Batmasına İzin Verilemeyecek Kadar Büyük Olgusunun Ortadan Kaldırılması 67. Üzerinde uluslararası uzlaşma sağlanan takvime göre, Basel III’ü uygulayacağımıza ilişkin taahhüdümüzü yineliyoruz ve Los Cabos’tan bu güne kaydedilen gelişmeyi memnuniyetle karşılıyoruz. Basel III standartlarının tutarlı bir şekilde uygulanması zaruridir. Bu nedenle, Basel Komitesi’nin, ulusal düzenlemelerin Basel III’le tutarlılığının değerlendirilmesine yönelik çalışmasını ve Basel III’ün uygulanmasına ilişkin güncellenmiş ilerleme raporunu memnuniyetle karşılıyoruz. Basel Komitesi’nin risk ağırlıklı kalemlerin tutarlılığına ilişkin raporunu da memnuniyetle karşılıyoruz. Basel Komitesi tarafından düzenleyici sermaye oranlarının karşılaştırılabilirliğinin geliştirilmesine yönelik olarak yapılacak çalışmayı görmeyi bekliyoruz. Basel Komitesi’nin, Basel III çerçevesinin tamamlanmamış bileşenlerinden uluslararası uyumu sağlanmış bir kaldıraç oranının oluşturulmasına ve net istikrarlı fonlama oranına ilişkin çalışmalarını üzerinde uzlaşma sağlanan takvim dâhilinde tamamlamasını bekliyoruz. 68. Batmasına izin verilemeyecek kadar büyük olgusunun ortadan kaldırılmasına ilişkin gelişmelere ve bu konuda önümüzdeki dönemde atılacak adımlara yönelik FSB raporunu memnuniyetle karşılıyoruz. FSB’nin Etkin Çözümleme Temel İlkeleri’nin, finansal sektörün sistemik önemi haiz tüm unsurlarına tam bir şekilde uygulanmasını sağlayacak yasal reformları gerçekleştirme taahhüdümüzü yineliyoruz. Sınır ötesi çözümlemenin önündeki engelleri ortadan kaldırmaya yönelik gerekli adımları atacağız. Denetleyici kurumların, harekete geçmek için güçlü yetkilere, yeterli kaynaklara ve bağımsızlığa sahip olmasını sağlama taahhüdümüzü tekrar teyit ediyoruz. FSB’ye, 2014 yılı sonuna kadar, diğer uluslararası standart koyucu kuruluşlarla istişare içerisinde, küresel sistemik öneme sahip kuruluşların batmaları halinde zarar karşılama kapasitelerinin yeterliliğine ilişkin tekliflerini hazırlama çağrısında bulunuyoruz. Bankacılık sektörüne ilişkin yapısal reformların çözümlemeye yardımcı olacağını kabul ediyoruz ve FSB’yi, IMF ve OECD ile işbirliği içerisinde bu reformların sınır ötesi tutarlılığını ve ülke koşullarını da dikkate alarak, küresel finansal istikrara etkilerini incelemeye ve bir sonraki Zirve’ye rapor etmeye davet ediyoruz. 69. İlk aşamada çözümleme planları ve grup çapında yoğunlaştırılmış denetime tabi olacak, küresel sistemik öneme sahip sigorta şirketlerine yönelik ilk listenin yayımlanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Listenin yıllık olarak güncellenmesini ve Uluslararası Sigorta Denetçileri Birliği (IAIS) tarafından, küresel sistemik öneme sahip sigorta şirketlerine uygulanacak daha yüksek zarar karşılama yükümlülüğüne temel teşkil edecek, basit ve grup çapında bir sermaye yeterlilik oranının oluşturulmasına yönelik çalışmaların, 2014 yılındaki 18

Gayrıresmi Tercüme

bir sonraki Zirve’ye kadar sonuçlandırılmasını bekliyoruz. Buna ek olarak IAIS’in uluslararası faaliyet gösteren Sigorta şirketi gruplarının gözetim ve denetimi için kapsamlı bir çerçeve geliştirilmesine yönelik ilave çalışmalarını bekliyoruz. 70. FSB’den Uluslararası Menkul Kıymet Komisyonları Örgütü (IOSCO), ve diğer standart belirleyici kuruluşlarla istişare içinde, bankacılık ve sigortacılık dışında kalan küresel sistemik öneme sahip finansal kuruluşların belirlenmesine ilişkin bir yöntemin, kamuoyunun görüşlerine sunulmak üzere, 2013 yılı sonuna kadar geliştirmesini istiyoruz. Ödeme ve Mutabakat Sistemleri Komitesi (CPSS) ve IOSCO’ya, sistemik öneme sahip piyasa altyapılarına ilişkin çalışmalarına devam etmeleri çağrısında bulunuyoruz.

Finansal Piyasaların Sürekli İşlerliğinin ve Şeffaflığının Geliştirilmesi 71. Finansal İstikrar Kurulu’nun (FSB) tezgâh üstü türev araçları reformuna yönelik, üye ülkelerin tezgâh üstü türev araçları reformunun uygulamaya konulması amacıyla yasal ve düzenleyici çerçevede gerçekleştirecekleri değişikliklere ilişkin atmayı taahhüt ettikleri adımları da içeren ilerleme raporunu memnuniyetle karşılıyoruz. Önemli Düzenleyici Kuruluşlar tarafından, tezgâh üstü türev araçları reformlarına ilişkin sınır ötesi hususlarda ortaya koyulan uzlaşma setini; ülke mevzuatları arasında geriye kalan çatışma, uyumsuzluk, boşluk ve mükerrerlik yaratan unsurların küresel ölçekte çözümü konusunda önemli bir yapıcı adım olarak memnuniyetle karşılıyoruz. Ayrıca, üzerinde uzlaşma sağlanan hususların hızlı bir şekilde uygulanmasını bekliyoruz. Ayrım gözetmeksizin benzer sonuçlara ulaşıldığı ve ilgili kurumlarca haklılığı ortaya koyulduğu takdirde, ülkelerin ve düzenleyicilerin birbirlerinin düzenlemelerine saygı göstermeleri hususunda hem fikiriz. Bu noktada, ülkelerin düzenleyici çerçeve, yerel piyasa uygulamaları ve diğer özelliklerinden kaynaklanan farklılıkları da dikkate alınmalıdır. Düzenleyici kurumlara, FSB ve Önemli Düzenleyici Kuruluşlar ile iş birliği halinde çalışmak üzere; çakışan sınır ötesi düzenleme rejimleri ve düzenleyici arbitraja neden olan sorunların çözümüne yönelik planlarını sunmaları yönünde çağrıda bulunuyoruz. 72. Finansal göstergelere ve kredi derecelendirme kuruluşlarına ilişkin düzenlenen üst düzey G-20 seminerinin çıktılarını not ediyoruz. FSB’nin yol haritası ile uyumlu olarak, ulusal makamlar ve standart belirleyici kuruluşlara, kredi derecelendirme kuruluşlarına olan bağımlığının azaltılmasına yönelik ilerlemelerin hızlandırılması için çağrıda bulunuyoruz. Kredi derecelendirme kuruluşlarının şeffaflığının ve aralarındaki rekabetin geliştirilmesine yönelik adımları destekliyoruz ve Uluslararası Menkul Kıymet Komisyonları Örgütü (IOSCO)’nün kredi derecelendirme kuruluşlarına ilişkin temel tüzüğündeki temel düzenlemelerini gözden geçirmesini bekliyoruz. Finansal göstergelere yönelik reformlarla ilgili çalışmaları koordine etmek için FSB bünyesinde Kamu Sektörü Yönlendirme Grubu’nun kurulmasını destekliyoruz. IOSCO’nun Finansal Göstergelere Yönelik Prensipleri’ni onaylıyoruz ve bankacılık sektörü ile finansal piyasalarda uluslararası çapta kullanılan göstergelere ilişkin gerekli reformların IOSCO’nun Prensipleri ile uyumlu olarak yapılmasını bekliyoruz. 19

Gayrıresmi Tercüme

73. FSB’nin ücretlendirme politikalarına yönelik ilke ve standartlara uyuma ilişkin ilerleme raporunu memnuniyetle karşılıyoruz. Bu standart ve ilkelerin tutarlı bir şekilde uygulanacağı taahhüdümüzü yineliyor ve FSB’den bu konudaki mevcut izleme çalışmalarına devam etmesini istiyoruz. 74. Finansal sistemin dayanıklılığının artırılması için muhasebe standartlarının uyumlaştırılmasına yönelik süregelen çalışmaların öneminin vurguluyoruz. Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) ve Finansal Muhasebe Standartları Kurulu’ndan (FASB), yüksek niteliklere sahip tek bir muhasebe standartları seti oluşturmaya yönelik mevcut projeler kapsamındaki çalışmalarını 2013 yılı sonu itibarıyla tamamlamalarını istiyoruz. Finansal kuruluşların karşı karşıya oldukları riskleri daha geniş ölçüde raporlamaları için, Güçlendirilmiş Bildirim Görev Gücü’nün mevcut çalışmaları da dâhil olmak üzere, kamu ve özel sektörce atılacak ilave adımları destekliyoruz. 75. Düzenleyici ve denetleyici kurumlar için uluslararası işbirliği ve bilgi paylaşımı standartlarına uyum sağlanmasını destekliyor ve bu alanda ilerlemeler sağlanması çağrımızı yineliyoruz.

Gölge Bankacılıktan Kaynaklanan Risklerin Ortadan Kaldırılması 76. Banka dışı finansal aracılık faaliyetlerinin, ekonomiye destek olacak kredilerin artırılmasında bankalara önemli bir alternatif olabileceğinin bilincinde olarak, gölge bankacılık sisteminin denetimine ve düzenlemesine yönelik politika önerilerine ilişkin çalışmalarda sağlanan ilerlemeyi, bu piyasaya ilişkin potansiyel sistemik risklerin azaltılmasına yönelik önemli bir adım olarak memnuniyetle karşılıyoruz. Bu önerilerin ülkelerin özel koşullarını da dikkate alarak vaktinde uygulanması için çalışacağız. Gölge bankacılık kurumlarına ve faaliyetlerine ilişkin olarak ortaya konulan net takvim ile mevcut sistemik risk unsurlarıyla mütenasip şekilde güçlendirilmiş bir düzenleme ve denetim çerçevesinin geliştirilmesine yönelik eylemlerin yer aldığı FSB raporlarını ve üzerinde uzlaşılmış yol haritasını (Ek) memnuniyetle karşılıyoruz.

Kara Paranın Aklanması ve Terörizmin Finansmanı ile Mücadele 77. Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) kara paranın aklanmasına ve terörizmin finansmanına yönelik çalışmaları ile vergi suçları, yolsuzluk, terörizm ve uyuşturucu ticareti gibi diğer suçlarla mücadeleye yönelik katkılarına olan bağlılığımızı yineliyoruz. FATF standartlarının karşılanmasına yönelik ülkelerce sağlanan gelişmeleri takdir etmekle birlikte; kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanına yönelik önlemlerin eksik olduğu, yüksek riskli ülkelerin belirlenmesini ve denetlenmesini bilhassa destekliyoruz. Tüm ülkeleri, tüzel kişilerin ve yasal düzenlemelerin şeffaf olmamasından kaynaklanan riskleri ele almaya davet ediyoruz. Firmaların ve fonlar gibi vergi konuları ile de ilgili olan diğer yasal düzenlemelerin yararlanıcı sahiplerinin belirlenmesine yönelik FATF standartlarının karşılanmasını temin 20

Gayrıresmi Tercüme

edecek önlemleri almayı taahhüt ediyoruz. Mahremiyete ilişkin yasal yükümlülüklere uygun olarak, bu bilgilerin; emniyet güçleri, vergi tahsisiyle yükümlü kuruluşlar ve ilgili diğer kurumlara örneğin merkezi kayıt sicilleri ve diğer uygun mekanizmalar aracılığıyla zamanında sağlanmasını temin edeceğiz. G-20 ülkelerince örnek teşkil ederek liderlik edilmesi kapsamında, Bakanlarımızın bir sonraki toplantımızda, bizleri firmaların ve fonlar gibi vergi konuları ile de ilgili olan diğer yasal düzenlemelerin gerçek yararlanıcılarının belirlenmesine yönelik FATF standartlarının karşılanması amacıyla atılan adımlar hakkında bilgilendirmesini istiyoruz.

Finansal Tabana Yayılma, Finansal Eğitim ve Tüketicinin Korunması 78. Finansal Tabana Yayılma için Küresel Ortaklık (GPFI) tarafından, bilhassa Finansal Tüketicinin Korunması ve Finansal Okuryazarlık konusuna odaklanan alt grubun kurulması suretiyle, finansal tabana yayılmanın artırılması ile tüketicinin güçlendirilmesi ve korunması hususlarında sağlanan ilerlemeyi memnuniyetle karşılıyoruz. G-20 Temel Seti’nin, finansal tabana yayılma hedeflerinin belirlenmesi ve izlenmesinin daha bilgiye dayalı bir biçimde yapılmasının mümkün kılan ve daha bütüncül bir nitelikte arz eden G-20 Finansal Tabana Yayılma Göstergeleri Seti’ne dönüştürülmesini onaylıyoruz. Finansal Tabana Yayılma Birliği, Yoksullara Yardım Danışma Grubu, Uluslararası Finans Kurumu, OECD ve Dünya Bankası gibi uygulama ortaklarının desteğini kabul ediyoruz. GPFI’nın, bu Bildirgenin ekinde yer alan raporunda ortaya konulan önerileri onaylıyor ve çabalarımıza Avustralya Dönem Başkanlığı bünyesinde devam etmeyi taahhüt ediyoruz. Finansal Tabana Yayılma Birliği üyelerinin Birliği bağımsız bir uluslararası kuruma dönüştürmeye yönelik tartışmalarını memnuniyetle karşılıyoruz. 79. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin (KOBİ); büyümenin desteklenmesi, istihdam yaratılması ve fakirliğin azaltılması alanlarındaki kilit öneminin farkında olarak; KOBİ Finansmanı Yarışması ve KOBİ Finansmanı Girişimi alanındaki uygulamalar ile KOBİ’lerin finansmana erişimleri önündeki temel problemlerin ele alınması alanındaki ülke bazındaki ilerlemeleri memnuniyetle karşılıyoruz. Ayrıca, KOBİ Finansmanı Anlaşmasının emsal öğrenme süreci ile Finansal Tabana Yayılma Birliği KOBİ Finansmanı Çalışma Grubu’nun işbirliği içerisinde çalışmasını destekliyoruz. KOBİ’lerin finansmanına ilişkin küresel çapta eksiklikler bulunduğundan, uluslararası finansal kuruluşlar ile yurt içi finansal kuruluşları finansal piyasaların altyapısını daha da geliştirmeye, KOBİ’lerin finansman problemleri ve kısıtlarına değinen yenilikçi araçların geliştirilmesini desteklemeye çağırıyoruz. 80. Finansal okuryazarlığın ölçülmesi ve finansal eğitim programlarının değerlendirilmesi için OECD/Uluslararası Finansal Eğitim Ağı (INFE) ve Dünya Bankası tarafınca hazırlanan pratik araçları memnuniyetle karşılıyor; bu araçların, gençler arasındaki finansal okuryazarlığının ölçülmesine yönelik –PISA finansal okuryazarlık testi gibi– enstrümanlar ile birlikte daha geniş bir biçimde ülkelerce kullanılmasını destekliyoruz. OECD/INFE tarafından, gelecek Zirve’ye kadar finansal okuryazarlık konusunda uluslararası temel yetkinliklerin geliştirilmesini bekliyoruz. Finansal tabana yayılma ve eğitim konusunda kadınların ve 21

Gayrıresmi Tercüme

gençlerin önündeki engellere ilişkin OECD/INFE ve Dünya Bankası’nca hazırlanan ilerleme raporlarını memnuniyetle karşılıyor ve kadınların ve kızların finansal eğitim için ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik OECD/INFE tarafından ortaya konulan politika kılavuzlarını onaylıyoruz. Kadın ve finans konulu ilerleme raporunda yer alan tavsiyeleri ve bilhassa, GPFI ve Dünya Bankası’na yönelik, kadınların finansal hizmetlere erişiminin geliştirilmesine yönelik başarılı ve ümit vaat eden girişimlere ilişkin bir durum değerlendirmesi yapılması yönündeki önerileri onaylıyoruz. G-20 Rusya Dönem Başkanlığı ve OECD’nin finansal eğitim konusundaki ulusal stratejilere ilişkin yayınını memnuniyetle karşılıyor ve OECD/INFE tarafınca ilgili ülkelerde uygulanmasını sağlayacak küresel politika kılavuzunun bir sonraki Zirve’ye kadar hazırlanmasını bekliyoruz. G-20 ve OECD Finansal Tüketicinin Korunması Eylem Gücü’nün, Finansal Tüketicinin Korunmasına Yönelik G-20 Üst Düzey İlkeleri’nin uygulanmasını destekleyecek etkin yaklaşımlara ilişkin ilk set üzerinde yaptığı çalışmaları destekliyor ve diğer prensiplere ilişkin raporlarını 2014 yılında görmeyi bekliyoruz. Finansal Tüketicinin Korunması Ağı (FinCoNet)’in kurumsallaşma sürecini not ediyoruz ve tamamlanmasını bekliyoruz.

Herkes için Kalkınmanın Teşvik Edilmesi 81. Güçlü, sürekli, sürdürülebilir, kapsayıcı ve dirençli büyümenin desteklenmesi ve kalkınma farklılıklarının daraltılması, istihdam yaratılması ve büyümenin sağlanması yönündeki genel hedeflerimiz bakımından hassas öneme sahiptir. Bu açıdan, bu yıl özellikle aşağıdaki konularda kaydedilen ilerlemeleri memnuniyetle karşılıyoruz. Gıda Güvenliği: Güvenli Gıda Bilgi Platformu’na destek verilmesi, “Sosyal Güvenlik Ağları Vasıtasıyla Gıda Güvenliği ve Risk Yönetimi” semineri sayesinde en iyi uygulamaların paylaşılması; küresel araştırma önceliklerini ve hedeflerini belirleme ve sonuca dayalı tarımsal araştırmaya 2014’te destek verilmesi amacıyla hali hazırda devam etmekte olan çalışmasıyla birlikte, ikinci G20 Tarım Uzmanları Toplantısının yapılması. Altyapı: Afrika’da Altyapı için Proje Hazırlama Hizmetleri Değerlendirmesi’nin tamamlanması; Orta ve Büyük Ölçekli Şehirlerde Kentsel Toplu Taşıma Altyapısı Projeleri’ne ilişkin yol gösterici araçların Dünya Bankası ve Asya Kalkınma Bankası tarafından geliştirilmesi; Dünya Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve Asya Kalkınma Bankası tarafından, kamu-özel sektör işbirliği kaynak kitabının tamamlanması ve Altyapı Üst Düzey Panelinin tavsiyelerinin uygulanmasında ilerleme kaydedilmesi. Finansal Hizmetlerin Tabana Yayılması: Yenilikçi sonuç-tabanlı mekanizmalar kullanarak işçi dövizi transfer masraflarını %5’e düşürme çalışması da dâhil olmak üzere finansal tabana yayılmanın güçlendirilmesi için Finansal Tabana Yayılma Küresel Ortaklığı (GPFI) vasıtasıyla G-20’nin finans boyutuyla uyumun artırılması; finansal okuryazarlığın ve yoksullar için tüketici korumasının artırılması; Küçük ve 22

Gayrıresmi Tercüme

Orta Ölçekli İşletmelerin büyüme, istihdam yaratma ve yoksulluğun azaltılması amacıyla finanse edilmesinin teşvik edilmesi; Uluslararası Finans Kurumu ile birlikte Kadınlar için Finansman Merkezi’nin açılması. İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi: İstihdam için beceriler için küresel bir kamu-özel sektör bilgi paylaşımı platformunun ve Düşük Gelirli Ülkelerde istihdam için gerekli beceriler ulusal eylem planlarının geliştirilmesi ve bir beceri göstergeleri veri tabanının oluşturulması. Kapsayıcı Yeşil Büyüme: Sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde, gelişmekte olan ülkelerle bir çalıştayın gerçekleştirilmesi dâhil, kapsayıcı yeşil büyüme politikası seçenekleri için nihai olmayan, isteğe bağlı araçların daha fazla geliştirilmesi, yayılması ve uygulanması ve sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğun ortadan kaldırılması için Kapsayıcı Yeşil Yatırımlar üzerine G20 Diyalog Platformu’nun başlatılması. İç Kaynakların Harekete Geçirilmesi: Gelişmekte olan ülkelerde, özellikle de düşük gelirli ülkelerdeki vergi idarelerinin; OECD’nin Matrah Aşınması ve Kar Aktarımı Projesi, bilginin otomatik değişimi, Vergi Amaçlı Şeffaflık ve Bilgi Değişimi Küresel Forumu ve Sınır Tanımayan Vergi Müfettişleri’nin çalışmalarında olduğu gibi hem ikili hem de çok taraflı programlarla güçlendirilmesi. 82. Gıda güvenliğinin ve beslenmenin gündemimizde öncelikli olarak yer alacağını tasdik ediyoruz. G-20 içerisinde daha fazla eşgüdüm sağlayarak, başta düşük gelirli ülkeler olmak üzere, üretim ve verimlilik artışları ile nüfusun kırılgan kesimleri için gıda güvenliği ve beslenmeye duyarlı politikalar ve kapsamlı sosyal güvenlik sistemleriyle desteklenen etkin çalışmaların belirlenmesi ve uygulanmasını teşvik ediyoruz. Tarım pazarındaki durumun daha fazla ilgiye ihtiyaç duyduğunun ve Tarım Piyasası Bilgi Sistemi’nin daha fazla şeffaflık sağladığının ve tam anlamıyla uygulanabilmesi için daha fazla gayrete gereksinim olduğunun farkındayız. Önceki tüm G-20 taahhütlerimizi ve 2011 yılında G-20’nin kabul ettiği “Gıda fiyatlarındaki Esneklik ve Tarım Eylem Planı’nda belirtilenler de dâhil olmak üzere, mevcut girişimleri uygulama kararlılığımızı bir kez daha yineliyoruz. 83. 2010 Seul Kalkınma Çok-Yıllı Eylem Planı’nı kabul ettiğimizden beri kaydedilen ilerlemeyi gösteren G20 Kalkınma Taahhütleri Saint Petersburg Hesap Verebilirlik Raporu’nu (Ek) memnuniyetle karşılıyoruz. Bu rapor, kalkınma taahhütlerinin pek çoğunun uygulandığını göstermekte ve çıkarılan dersleri belirlemekte, ayrıca elde edilen başarıları vurgulamaktadır. Hesap Verebilirlik Raporu sürekli denetimin öneminin altını çizmekte, hangi alanlarda çalışmaya devam etmemiz gerektiğini ve G-20 kalkınma gündemini güçlendirme ve düzene koyma fırsatlarını tespit etmektedir. 84. Bu anlayışla, temel önceliklerimizi, yeni girişimleri ve devam etmekte olan taahhütlerimizi belirten Saint Petersburg Kalkınma Görünümünü (Ek) onaylıyoruz. Görünüm, 23

Gayrıresmi Tercüme

2010 Seul Ortak Büyüme Kalkınma Mutabakatını temel alarak, gelecekteki çalışmalarımıza yaklaşımımızın çerçevesini çizmektedir. Kalkınma Çalışma Grubundan gıda güvenliği, finansal tabana yayılma ve işçi dövizi transferleri, altyapı, insan kaynaklarının gelişimi ve iç kaynakların harekete geçirilmesi gibi temel önceliklerimiz için somut faaliyetlere yönelmesini ve Brisbane Zirvesi’nde spesifik sonuçlar sunmasını istiyoruz. Daha etkili sonuçlar almak için çalışma yöntemlerimizi aşağıdaki yollarla iyileştirmeyi taahhüt ediyoruz: Gelişmekte olan ülkelerde eyleme geçme ve reform uygulamanın kapsamlı ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamada büyük önem taşıdığı az sayıda kilit alan üzerinde yoğunlaşılması; Gelişmekte olan ülkeler üzerinde daha fazla etki sağlaması için farklı G-20 çalışma alanları arasında politika eşgüdümünün artırılması; Denetim ve eşgüdümün geliştirilmesi için ileriye dönük bir hesap verebilirlik sürecinin uygulanması ve çalışmalarımızda daha çok şeffaflık sağlanması; Özellikle düşük gelirli ülkeler olmak üzere, G-20 üyesi olmayan ülkeler, uluslararası kuruluşlar, özel sektör ve sivil toplum da dâhil paydaşlarla ilişki kurulmasına ve ortaklıkların artırılması devam edilmesi ve Yeni önceliklere ve durumlara cevap verecek esnek yaklaşımların sağlanması. 85. Binyıl Kalkınma Hedefleri’ni gerçekleştirmede 2000 yılından beri kaydedilen hızlı ilerlemeyi, özellikle aşırı yoksulluğu yok ederek ve kalkınmayı teşvik ederek bireysel ülkelerin yanı sıra, küresel alanda belirlenen hedeflere ulaşılması amacıyla küresel eylemliliğin artırılmasında elde edilen başarıyı memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak, Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin tümünün gerçekleştirilmesi olasılığı, ülkeler ve bölgeler içinde ve bunların aralarında keskin farklılıklar göstermektedir. Özellikle kalkınma gündemimizin uygulanması ve güçlü, sürdürülebilir ve dirençli büyümeyi teşvik etmeye odaklanmak suretiyle Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin gerçekleştirilmesi yönündeki ilerlemeyi hızlandırma hedefine bağlıyız. 86. Birleşmiş Milletlerde 2015-sonrası kalkınma gündeminin hazırlanmasına yönelik çabaları destekliyoruz. Bu sürece etkin şekilde katılmaya ve yeni çerçeveye ve bu çerçevedeki prensip ve görüşleri yönlendirmedeki tartışmalara dâhil olmaya ve sürecin zamanlıca sonuçlanmasına etkin şekilde katkıda bulunmaya kararlıyız. Nihai sonuç hepimizin yer alacağı bir hükümetler arası süreç yoluyla belirlenecektir, ancak ön hazırlık çalışmalarının çoğu hala devam etmektedir. Seçkin Kişiler Üst Düzeyli Paneli’nin bazı açıklayıcı hedefleri düzenleyen 2015 sonrası Kalkınma Gündemi üzerine hazırladığı raporun sağladığı katkıyı not ediyoruz. Aynı şekilde BM Genel Kurulu Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Açık Çalışma Grubu’nun ve Sürdürülebilir Kalkınmanın Finansmanı Hükümetler arası Uzmanlar Komitesinin devam etmekte olan çalışmalarını da memnuniyetle karşılıyoruz. Binyıl Bildirgesi’ni, 2012 Rio+20 sonuç belgesi olan Arzu Ettiğimiz Gelecek’i, 4. Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı İstanbul Bildirgesi ve Eylem Programı ile ekonomik, sosyal ve çevre alanlarındaki 24

Gayrıresmi Tercüme

diğer tüm BM Konferansları ve Zirvelerinin sonuçlarını temel alarak uluslararası kalkınma işbirliği de dâhil olmak üzere toplu hareket etmenin önemini vurguluyoruz. 87. Farklı ulusal gerçekleri, kalkınma düzeylerini ve ihtiyaçlarını dikkate alan ve aşırı yoksulluğu yok etmeye, kalkınmayı teşvik etmeye ve sürdürülebilir kalkınmanın çevresel, ekonomik ve sosyal boyutlarını dengelemeye odaklanarak ulusal politikalara ve önceliklere saygı gösteren, uygulanabilir ve ölçülebilir hedefleri olan 2015 sonrası kalkınma gündemi üzerinde anlaşmaya varmaya çağrıda bulunuyoruz. 2015 yılı sonrasında G-20 faaliyetlerinin yeni kalkınma çerçevesiyle uyumluluğunun sağlanmasını taahhüt ediyoruz. 88. İnsan hayatını tehlikeyle atan ve ekonomik faaliyetleri kesintiye uğratan yeni hastalıkların ortaya çıkmasına karşı hızlı ve etkili müdahaleyi geliştirmek için ülkelere mevzuatlarını Dünya Sağlık Örgütü’nün Uluslararası Sağlık Tüzüğü’yle uyumlu hale getirmeleri konusunda çağrıda bulunuyoruz. 89. G20 üyelerinin En Az Gelişmiş Ülkelerin ürünlerinin tarifesiz ve kotasız pazara girmesi konusunda kaydettikleri ilerlemeyi not ediyoruz. Sürdürülebilir Enerji Politikası ve Küresel Emtia Piyasalarının Dayanıklılığı 90. Küresel ekonomik performansı iyileştirmede ve daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşmada enerjiye erişim kilit öneme sahiptir. Güvenilir ve düşük maliyetli enerjiye erişim özellikle kalkınma gündemi, yoksulluğun ortadan kaldırılması ve sosyal katılımı sağlama hususlarında kritik öneme sahiptir. Ekonomik büyümeyi canlandırmak, istihdam yaratmak ve sürdürülebilir kalkınma için şeffaf, iyi işleyen, güvenilir enerji piyasalarına ve yeterli yatırıma ihtiyaç bulunmaktadır. 91. Piyasa şeffaflığı ve etkinliğini teşvik etmek üzere Petrol ile ilgili Ortak Organizasyonlar Veri Girişimini (JODI)-daha çok görünürlük, daha kapsamlı ve noksansız veri, artırılmış erişim ve iyileştirilmiş ulaşılabilirlik sağlayarak ve kapasite inşasına desteği sürdürerek güçlendirmeyi taahhüt ediyoruz. JODI-Gaz’ın mümkün olan en kısa sürede faaliyete geçmesini sabırsızlıkla bekliyoruz. Uluslararası Enerji Ajansı, Uluslararası Enerji Forumu ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü tarafından uluslararası gaz ve kömür piyasalarında şeffaflığı artırmak için atılabilecek pratik adımlar hakkında 2013 Mayıs ayında hazırlanmış olan ikinci raporu kayda geçiriyoruz. Uluslararası Enerji Forumundan Ekim ayında gerçekleştirilecek bir sonraki Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısından önce bu konudaki ilerlemeye ilişkin bir rapor hazırlamasını talep ediyoruz. 92. Fiziki ve finansal emtia piyasalarının daha iyi işlemesine yönelik G-20 çalışmalarını da kapsayan enerji konularındaki Raporu memnunlukla karşılıyoruz. 20 Temmuz 2013 tarihli Ortak Bildirilerinde yer aldığı üzere, Bakanlarımızın Fiyat Raporlama Kuruluşlarının işleyişlerinin uygun olduğu ölçüde şeffaflık ve düzenleme yoluyla iyileştirilmesine yönelik taahhütlerini memnunlukla karşılıyor ve 2014 yılında güncel bilgi almaktan memnuniyet duyacağımızı beyan ediyoruz. Ayrıca, Bakanlarımızı emtia türev piyasalarının düzenlenmesi 25

Gayrıresmi Tercüme

ve denetlenmesine ilişkin Uluslararası Menkul Kıymetler Komisyonları Örgütü ilkelerinin gereken biçimde uygulandığını düzenli biçimde izlemeye davet ediyoruz. 93. Uzun dönemli refah ve ülkelerimizdeki mevcut ve gelecek nesillerin esenliği için sürdürülebilir kalkınma, enerji verimliliği, kapsayıcı yeşil büyüme ve temiz enerji teknolojilerinin teşvik edilmesini amaçlayan çabaları memnuniyetle karşılıyoruz. Sürdürülebilir kalkınma, temiz enerji ve enerji verimliliğinin yanı sıra kalkınma ve ilgili teknolojilerin daha geniş anlamda uygulanmasına ilişkin ulusal tecrübeleri ve örnek olayları paylaşarak uluslararası örgütlerle işbirliği içinde çalışmaya devam ederken gönüllülük temelinde bununla bağlantılı politika seçenekleri ve teknolojileri üzerinde de gayretlerimizi sürdüreceğiz. Gelişmekte olan ülkelerde güvenilir ve düşük maliyetli enerjiye erişimi teşvik etmeyi amaçlayan ve modern biyoenerjinin sürdürülebilir ve sorumlu üretiminin ve kullanımının önemini ve bu bağlamda Küresel Biyoenerji Ortaklığı tarafından oynanan rolü tanıyan Herkes için Sürdürülebilir Enerji Geleceğine Doğru başlıklı Dünya Bankası raporunu kaydediyoruz. 94. İsraf tüketimini özendiren, fosil yakıtlara sağlanan sübvansiyonları orta vadede rasyonelleştirmek ve aşamalı olarak kaldırmak yönündeki taahhüdümüzü en fakirler için hedefe odaklı yardım sağlama gerekliliğinin bilincinde olarak yineliyoruz. Gönüllü emsal değerlendirmesi sürecine yönelik bir yöntemin geliştirilmesini ve ülke sahipliğindeki emsal değerlendirmelerinin başlatılmasını memnuniyetle karşılıyor ve güçlendirilmiş şeffaflık ve hesap verebilirliğe ilişkin kıymetli bir araç oluşturan değerlendirmelere yönelik kapsamlı ve gönüllü katılımı destekliyoruz. Bakanlarımızdan bir sonraki Zirveye kadar gönüllü emsal değerlendirmelerinin ilk turlarından elde edilen sonuçlar hakkında rapor vermelerini istiyoruz. Yardıma ihtiyacı olan kişilere gerekli enerji hizmetlerini sunmanın öneminin farkında olarak, Bakanlarımızdan ilgili uluslararası kuruluşlar ile birlikte en savunmasız olanlara enerjiye ulaşımı sağlamak için sosyal güvenlik ağlarının güçlendirilmesi de dâhil olmak üzere geçiş dönemi politikaları tasarlama konusunu düşünmelerini istiyoruz. 95. Önümüzdeki yıllarda enerji altyapısına G-20 ve diğer ekonomilerde özellikle özel yatırımcılar tarafından büyük yatırım yapılması, küresel gelişim ve kalkınmayı desteklemek için gerekli olacaktır. Daha fazla yatırımın mümkün olması halinde bunun özellikle temiz ve sürdürülebilir elektrik altyapısına, daha akıllı ve düşük-karbonlu enerji altyapısına yapılmasını kolaylaştırmaya yönelik mevcut engelleri değerlendirmek ve buna ilişkin fırsatları belirlemek bizim ortak menfaatimizdir. Bu bağlamda, özel sektör ve çok taraflı kalkınma bankalarının G-20 Enerji Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu ile daha yakın ilişki içinde olmasını teşvik ediyor ve ilgili kamu sektörünü, piyasa oyuncularını ve uluslararası örgütleri temiz ve enerji verimli teknolojilerde enerji yatırımını engelleyen faktörleri tartışmak ve sürdürülebilir, düşük maliyetli, etkin ve güvenli enerji temini için gerekli olan muhtemel tedbirleri incelemek için bir araya getirecek bir diyalogun bu temelde 2014 yılında kurulması çağrısını yapıyoruz. 96. Diğer politika araçları arasında düzenlemeye gidilmesi, yatırım için uygun bir ortam yaratmada önemli bir rol oynamaktadır. Düzenleyici rollerin ülkeden ülkeye değiştiği ve düzenlemenin ülkelerin kendi inisiyatifiyle gerçekleştirilen bir süreç olarak kaldığı, ancak 26

Gayrıresmi Tercüme

bazı durumlarda bölgesel bütünleşme alanı içerisinde paylaşıldığı göz önüne alındığında, düzenleyici kuruluşlar tarafından desteklenen ilgili G20 ulusal enerji sektörü düzenleyicileri ile uluslararası örgütler arasındaki diyalogu memnuniyetle karşılıyor ve Kazan’da düzenlenen G-20 Enerji Düzenleyicileri Yuvarlak Masa Toplantısı’nda sağlıklı düzenleme ve enerji altyapısına yatırım sağlanmasına ilişkin olarak kabul edilen hususlara önem veriyoruz. Enerji altyapısına, özellikle temiz, düşük maliyetli, sürdürülebilir enerjiye yatırım sağlamaya yönelik çabalarımız bağlamında ve bütün ilgili tarafları devreye sokmak amacıyla ilgili düzenleyicileri diyaloglarına devam etme hususunda teşvik ediyor ve Çalışma Grubuna bize bu alanda bir rapor sunmasını talep ediyoruz. 97. Birçok ülke yenilenebilir ve/veya nükleer enerjinin teşvik edilmesi gibi enerji karışımı ve kullanımını geliştirmeye çalışmaktadır. Nükleer enerji düşük karbonlu bir seçenektir, ancak sermaye yoğundur ve nükleer emniyet, güvenlik ve tedbirler/yayılmanın önlenmesi sorumluluklarını beraberinde getirmektedir. Gerek nükleer enerji üretimine yeni başlayanlar olsun, gerekse bu konuda deneyimi bulunanlar olsun G-20 ülkeleri, güçlü nükleer enerji güvenliğini ve nükleer güvenlik kültürlerini geliştirmek için mümkün olan en yüksek seviyede/ uygulanabilir nükleer güvenliğin temini için çalışmalıdır. Bu itibarla, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Nükleer Güvenlik Eylem Planında öngörüldüğü şekilde, küresel bir nükleer sorumluluk rejiminin hayata geçirilmesine yönelik çok taraflı işbirliğini destekliyoruz. 98. G-20 Küresel Deniz Çevresini Koruma Girişiminin (GMEP) kurulmasından bu yana elde edilen ilerlemeyi takdir ediyor ve deniz çevresinin korunmasına, özellikle de açık deniz petrol ve gaz arama ve geliştirme ile ayrıca deniz taşımacılığına ilişkin kazaların önlenmesi ve bunların sonuçlarıyla ilgilenilmesine yönelik ulusal en iyi uygulamaların gönüllü olarak değişimi için GMEP Mekanizmasının anahtar öğesi olarak “GMEP Girişimi” internet sitesinin kurulmasını memnuniyetle karşılıyoruz. İnternet sitesinin tüm imkanlarını kullanmaları ve GMEP yetkileri ile uyumlu olacak şekilde ilgili uluslararası kuruluşlar ile işbirliği halinde G-20 himayesi altında ilgili bilgileri paylaşma konularında katılımcıları teşvik ediyoruz. 99. Çok taraflı işbirliği ve eşgüdümün esnek enerji pazarları sayesinde küresel enerji güvenliği gündemini geliştirmedeki değerinin farkındayız ve Uluslararası Enerji Ajansı’nın üye olmayan ülkelerle olan ilişkilerindeki mevcut gayretleri memnuniyetle karşılıyoruz. Bu konuda kaydedilen ilerlemeyi izlemeyi öngörüyoruz.

İklim Değişikliğiyle Mücadeleye Devam Edilmesi 100. İklim değişikliğinin dünya ekonomisi üzerindeki önemli etkisi devam edecek olup, önlem almayı ertelediğimiz sürece bunun bedeli daha yüksek olacaktır. İklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik taahhüdümüzü teyit ediyor ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sözleşmesi 18. Taraflar Konferansının sonuçlarını memnunlukla karşılıyoruz. Cancun, Durban ve Doha’nın sonuçlarının tam olarak uygulanmasına bağlıyız ve bir sonraki Dönem 27

Gayrıresmi Tercüme

Başkanı Polonya ile 19. Taraflar Konferansında olumlu bir sonuç alınması yönünde birlikte çalışacağız. 101. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin altında üzerinde mutabık kalınan sonuçların tam olarak uygulanmasına ve onun devam eden müzakerelerine destek vermeye kararlıyız. Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin, 2015 yılında yapılacak ve Fransa’nın ev sahipliği yapmaya hazır olduğu 21. Taraflar Konferansı sırasında bir Protokol, başka bir hukuki belge veya Sözleşme altında tüm taraflarca uygulanması zorunlu olacak bir ortak sonucun başarılı bir şekilde kabul edilmesi amacıyla 2014 yılı boyunca da sürdüreceği gayretlerden büyük memnuniyet duyuyoruz. Aynı zamanda, hidroflorokarbonlara alternatif olması ekonomik olarak uygulanabilirliği ve teknik olarak elverişliliği yönünden incelenmesine bağlı olarak, hidroflorokarbonların üretimi ve tüketiminin kademeli olarak azaltılmasına yönelik Montreal Protokolü altında sürdürülen çabalar dâhil tamamlayıcı girişimleri destekliyoruz. 102. Yeşil İklim Fonu’nun tam olarak işletilmesini ve kaynakların zamanlıca seferber edilmesini destekliyoruz. G-20 İklim Finansmanı Çalışma Grubu’nun ülke tecrübeleri üzerine, iklim alanında finansman sağlama ihtiyacını, kamu, özel, alternatif, ikili ve çok taraflı kaynaklar dâhil çeşitli kaynaklardan sağlanacak iklim finansmanın düzeyini arttırma ihtiyacına ilişkin raporunu not ediyoruz. Uygulamaya ilişkin şeffaflık ve anlamlı düzeyde azaltma ve uyarlama sağlamaya yönelik çabalar kapsamında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesiyle tutarlı olarak iklim alanında finansman sağlamak ve istikrarlı, öngörülebilir ve yeterli kaynakların sağlanması amacıyla daha etkili yollar geliştirmeye olan ihtiyacımızın altını çiziyoruz ve kamu finansmanı araçlarının rolünü ve çok taraflı kalkınma bankalarının özel sektör iklim finansmanındaki itici gücünü kabul ediyoruz. Bu amaçla, G20 Bakanlarını, iklim değişikliğine ilişkin konuları ele almak ve yaklaşımlar geliştirmek amacıyla çalışma grubu raporu temelinde çalışmaları ilerletmeye ve bize bir yıl içinde bilgi vermeye davet ediyoruz. Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi 103. Yolsuzluk, sürdürülebilir ekonomik büyümeye ve yoksulluğun azaltılmasına ciddi bir engel olup mali istikrarı ve bir bütün olarak ekonomiyi tehdit edebilir. Yolsuzluk çürütücüdür, halkın güvenini tahrip eder, kaynakların tahsisine halel getirir ve hukukun üstünlüğünü baltalar. Yolsuzluktan etkilenen ülkelerin ekonomik potansiyelini kısıtlayan etkenlerin daha iyi anlaşılması için Yolsuzlukla Mücadele ve Ekonomik Büyüme Sorunları Raporu’nu kullanıma sunuyor ve OECD’yi bu alanda Dünya Bankasıyla eşgüdüm içinde çalışmalarını sürdürmesi için teşvik ediyoruz. 104. G-20, dünyanın en büyük ekonomilerinin grubu olarak, yolsuzluğa karşı küresel bir hoş görmeme kültürünü oluşturmak için durdurulamaz bir ivme yaratma potansiyeline sahiptir. Bu amaca erişmek maksadıyla, özellikle şeffaflığı arttırarak ve uygulama ile yürütmedeki boşlukları kapatarak, çabalarımızı iki katına çıkartacağız. 28

Gayrıresmi Tercüme

105. Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi’nin Suudi Arabistan tarafından onaylanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm G-20 üye ülkelerini bu sözleşmeyi onaylamaya ve uygulamaya teşvik edeceğiz ve OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesine uygun olduğu ölçüde katılımlarını araştırmaları amacıyla OECD Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubuyla ilişkiye girmelerini teşvik edeceğiz. Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi Gözden Geçirme Mekanizması görev tanımındaki seçeneklerden gönüllülük temelinde yararlanarak, gözden geçirme toplantılarımızın şeffaflık ve kapsayıcılığını genişletmeyi, bu yolla örnek teşkil ederek öncülük etmeyi taahhüt ediyoruz. 106. Ülke içinde ve dışında rüşvetle ve rüşvet istemeyle mücadelede kararlılığımızı yineliyor ve Yabancı Rüşvet Suçunun Uygulanmasına İlişkin Yol Gösterici İlkeleri ve Rüşvet Talebiyle Mücadelede Yol Gösterici İlkeleri onaylıyoruz. 107. Yolsuzlukla mücadelede G-20 üye ülkeleri arasında işbirliğini kolaylaştırmak için çerçeveler geliştirmeye ve güçlendirmeye devam edeceğiz. Yolsuzluğa karışan görevlilerin ve bu şahısları yolsuzluğa alıştıranların ülkelerimize girişlerini engellemek amacıyla bilgi paylaşımında bulunmak ve işbirliği yapmak için bir G-20 ağı kurduk. Yolsuzlukla elde edilen kazançların geri alınmasının yanı sıra, rüşvetle ilgili suçların araştırılması ve kovuşturulmasında uluslararası eşgüdümü arttırmak amacıyla, Karşılıklı Adli Yardımlaşmaya İlişkin Üst Düzey İlkeleri onaylıyoruz. 108. En iyi uygulamaları paylaşma, rüşvet suçlarını ihbar edenleri korumak için mevzuatı uygulama, yolsuzluğa karşı mücadele yetkililerinin uygunsuz herhangi bir etkiden uzak kalarak etkinliklerini sağlama ve kamu görevlilerinin dürüstlüğünü teşvik etmenin yanı sıra, yargının bağımsızlığını koruma taahhüdümüzü yineliyoruz. 109. Yolsuzluğa tahammül göstermeme kültürünü oluşturmak ve güçlendirmek amacıyla, eğitim programlarını uygulamaya ve bunlar hakkındaki farkındalığı artırmaya büyük önem veriyoruz. 110. Yolsuzluğa karşı mücadele alanında Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) devam eden çalışmasına desteğimizi ifade ediyoruz. Vergi suçlarına karşı işbirliğinin artırılması, vergi cennetlerinden kaynaklanan risklerin üstesinden gelinmesinin yanı sıra kara paranın aklanmasına karşı mücadelenin güçlendirilmesiyle terörizmin finansmanına karşı koyulması için önlemler alınarak yolsuzlukla mücadele edilmesi, G-20 ve FATF’ın yolsuzluğa karşı mücadele uzmanları arasında gelişen işbirliğinin önemli bir alanı olarak kalacaktır. 111. Yüksek risk içeren sektörlerde yolsuzlukla mücadele etmeye özel bir dikkat göstereceğiz. Spor, kültür ve diğer önemli uluslararası etkinliklerin düzenlenmesinde yolsuzlukla mücadele çabalarını takdirle karşılıyor ve Sporda Dürüstlük Küresel İttifakını memnuniyetle karşılıyoruz. Kamu ihalesi ve devlet mülkiyetindeki malların özelleştirilmesi de dâhil olmak üzere, kamu ve özel sektör arasında alım-satım ilişkilerinde dürüstlüğü teşvik etmeyi de taahhüt ediyoruz. Doğal Kaynakları İşleme Endüstrisi Şeffaflık Girişimi’ne gönüllü katılım da dâhil olmak üzere, doğal kaynakları işleme şeffaflığını arttırmayı amaçlayan girişimleri de 29

Gayrıresmi Tercüme

memnuniyetle karşılıyor ve ilerlemeyi not ediyoruz. Yolsuzlukla Mücadele Çalışma Grubunu bu konuyu izlemeye davet ediyoruz. 112. Yolsuzluğa tahammül göstermeme kültürünün ancak iş çevreleri ve sivil toplumla ortaklık içinde çalışarak geliştirileceğinin farkındayız. G-20 Yolsuzlukla Mücadele Çalışma Grubu ve B-20 ile C-20 arasında genişletilmiş diyaloğu muhafaza etmeyi ve sürdürmeyi taahhüt etmekteyiz. Bu iki grubun tavsiyelerini not etmiş bulunmaktayız. Özellikle, iş camiasının, özel sektörde yolsuzluğa karşı mücadeleye riayeti teşvik etmek için kurumsal düzenlemelerin geliştirilmesi ve yolsuzlukla mücadele ortak eylemlerin arttırılması yönündeki girişimlerini memnuniyetle karşılıyoruz. 113. G-20 Yolsuzlukla Mücadele Çalışma Grubunun 2013-2014 Eylem Planını uygulanmasında kaydettiği ilerlemeyi memnuniyetle karşılıyor, bu bildiriye ekli İlerleme Raporunu takdir ediyoruz. Yolsuzlukla mücadelenin sürekli, uyumlu bir çaba gerektireceğinin bilincinde olarak, Yolsuzlukla Mücadele Çalışma Grubunun çalışmasını yönlendirmek ve Eylem Planlarına bir temel sağlamak için St. Petersburg Stratejik Çerçevesini onaylamaktayız. 2014 yılında, mevcut taahhütlerimizi geliştirecek ve yolsuzluğa karşı küresel mücadelede ilave G-20 eylemlerini değerlendireceğiz.

Sonuç 114. Rusya’ya G-20 Dönem Başkanlığı ve St. Petersburg Zirvesine başarılı bir şekilde ev sahipliği yaptığı için teşekkür ediyor, 2014 yılı Kasım ayında Avustralya’nın Brisbane şehrinde gerçekleştirilecek bir sonraki toplantımızı bekliyoruz.

30

Smile Life

Show life that you have a thousand reasons to smile

Get in touch

© Copyright 2024 DOKU.TIPS - All rights reserved.