dünya üzerinde yaşamını sürdüren canlılarının hayatları boyunca ilişkilerini sürdürdüğü dış ortamdır. Diğer bir deyişle "ekosistem" olarak tanımlanabilir.
Hava, su ve toprak bu çevrenin fiziksel unsurlarını, insan, hayvan, bitki ve diğer mikroorganizmalar ise biyolojik unsurlarını teşkil etmektedir.
Toprak kirliliği
Toprağın kimyasal maddelerle veya atıklarla kirlenmesidir. Toprak kirlenmesi, hava ve suları kirleten maddeler tarafından meydana getirilebilir. Örneğin, kükürt dioksit oranı yüksek olan bir atmosfer tabakasından geçen yağmur damlacıkları asit yağışları halinde toprağa gelir. Toprak içine giren bu asitli sular ağaç köklerini, bitkisel ve hayvansal toprak canlılarını zarara uğratır. Toprağın reaksiyonunu etkileyerek besin maddesi dengesini bozar, taban sularını içilmez hale getirir. Aynı şekilde çöp yığınlarından toprağa sızan sular, kirli sulama suları, gübre çözeltileri, radyoaktif maddeler, uçucu küller, ağır metaller, kükürt dioksit, hidrojen monoksit sanayi atıkları toprağı kirleten madde ve kaynaklardır.
Toprak ve suda biyolojik yaşamın yok olması, toprakta kimyasal maddelerin yıkıma uğratılmasını geciktirebilir. Toprak kirliliğini önlemek için çok çeşitli teknik geliştirilmektedir. Örneğin kirlenmiş topraklara 1-2 yıl boyunca verilen metan gazı ile metanotrof bakteriler uyarılır ve toprağın temizlenmesi sağlanabilir.
Hava kirliliği
Atmosferde duman, toz ve saf olmayan su buharı şeklinde bulunabilecek kirleticilerin, insanlar ve diğer canlılar ile eşyaya zarar verebilecek miktarlara yükselmesi Hava kirliliği olarak nitelenmektedir. Havayı kirleten maddelerin sınır değerleri (havada zararlı olmayacak derecedeki en yüksek değerleri), her ülkenin ilgili kuruluşları tarafından yönetmeliklerle belirlenir. Kirletici maddelerin niteliğine göre, canlılara vereceği zarar şekil ve dereceleri de değişir. Hava kirliliğine karşı alınabilecek önlemler, kirlilik kaynağına göre (fabrika, termik santral, konutlar, taşıt araçları) çok çeşitlidir. Bu önlemler başta eğitim alınmak üzere teknik, hukuksal önlemler olmak üzere başlıca 3 grupta toplanabilir. Birçok ülkenin hava kirliliğinin sınırı vardır fakat gelişmiş ülkeler bu sınırı aşmakta ve aşmaya devam ediyor.
Tütün dumanı, sık karşılaşılan ve solunum havası hava kirleticilerin en önemlilerinden biridir. Tütünün yanmasıyla toksik etkili onlarca kimyasal madde açığa çıkar:
Su kirliliği
Su kirliliği, istenmeyen zararlı maddelerin, suyun niteliğini ölçülebilecek oranda bozmalarını sağlayacak miktar ve yoğunlukta suya karışma olayıdır. Konutlar, endüstri kuruluşları, termik santraller, gübreler, kimyasal mücadele ilaçları (pestisitler), tarımsal sanayi atık suları, nükleer santrallerden çıkan sıcak sular ve toprak erozyonu gibi süreçler ve maddeler su kirliliğini meydana getiren başlıca kaynaklardır. Bunların hepsi doğrudan doğruya veya dolaylı olarak canlı ve cansız varlıklara zarar vermektedir.
Günümüzde, teknolojinin hızla ilerlemesi ve sanayileşmenin yaygınlaşması, çeşitli çevre sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Hava, su, toprak ve gürültü kirliliği, insanların ve diğer canlıların yaşam kalitesini olumsuz etkileyen önemli sorunlardır.
Öncelikle, hava kirliliği atmosferdeki zararlı gazların ve partiküllerin artması anlamına gelir. Sanayi tesislerinden, araç egzozlarından ve enerji üretiminden kaynaklanan emisyonlar, atmosferdeki hava kalitesini düşürür. Bu durum, solunum sistemi problemleri, alerjik reaksiyonlar ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, iklim değişikliği gibi küresel sorunlara da katkıda bulunabilir.
Su kirliliği, su kaynaklarının kirletilmesi sonucu ortaya çıkar. Endüstriyel atıklar, tarım ilaçları ve evsel atıkların sulara karışması, su ekosistemlerini bozar. Bu durum, su kaynaklarının azalması, su canlılarının yaşam alanlarının yok olması ve içilebilir su kaynaklarının azalması gibi sorunlara neden olabilir.
Toprak kirliliği, kimyasal gübreler, pestisitler ve endüstriyel atıkların toprağa karışması sonucu meydana gelir. Bu, tarım verimliliğini düşürür, toprak erozyonunu artırır ve ekosistemleri olumsuz etkiler.
Gürültü kirliliği ise artan şehirleşme ve teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkan bir sorundur. Trafiğin, endüstriyel faaliyetlerin ve diğer insan etkinliklerinin neden olduğu gürültü, insanların stres düzeyini artırabilir, uykusuzluğa yol açabilir ve işitme kaybına neden olabilir.
Bu çevresel sorunlara karşı mücadele etmek, sürdürülebilir bir gelecek için önemlidir. Bireysel ve toplumsal düzeyde bilinçlenme, çevre dostu teknolojilerin benimsenmesi, atıkların düzgün yönetilmesi ve sürdürülebilir kalkınma politikalarının uygulanması, çevre sorunlarının azaltılmasına yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, hava, su, toprak ve gürültü kirliliği, insanların yaşam kalitesini ve doğal ekosistemlerin dengesini tehdit eden önemli sorunlardır. Ancak, küresel çapta bilinçlenme ve etkili çevre politikalarının uygulanmasıyla, bu sorunlara karşı sürdürülebilir çözümler bulunabilir. Unutmayalım ki, doğayı korumak ve çevremizi temiz tutmak hepimizin sorumluluğundadır.
Cevap:
Çevre;
İyi dersler uygun bir kompozisyon yardımcı olabildiysem ne mutlu bana
✦•······················•✦•······················•✦
Modern Dünyada Kirlilik ve Çevre Sorunları
Günümüzde, teknolojinin hızla ilerlemesi ve sanayileşmenin yaygınlaşması, çeşitli çevre sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Hava, su, toprak ve gürültü kirliliği, insanların ve diğer canlıların yaşam kalitesini olumsuz etkileyen önemli sorunlardır.
Öncelikle, hava kirliliği atmosferdeki zararlı gazların ve partiküllerin artması anlamına gelir. Sanayi tesislerinden, araç egzozlarından ve enerji üretiminden kaynaklanan emisyonlar, atmosferdeki hava kalitesini düşürür. Bu durum, solunum sistemi problemleri, alerjik reaksiyonlar ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, iklim değişikliği gibi küresel sorunlara da katkıda bulunabilir.
Su kirliliği, su kaynaklarının kirletilmesi sonucu ortaya çıkar. Endüstriyel atıklar, tarım ilaçları ve evsel atıkların sulara karışması, su ekosistemlerini bozar. Bu durum, su kaynaklarının azalması, su canlılarının yaşam alanlarının yok olması ve içilebilir su kaynaklarının azalması gibi sorunlara neden olabilir.
Toprak kirliliği, kimyasal gübreler, pestisitler ve endüstriyel atıkların toprağa karışması sonucu meydana gelir. Bu, tarım verimliliğini düşürür, toprak erozyonunu artırır ve ekosistemleri olumsuz etkiler.
Gürültü kirliliği ise artan şehirleşme ve teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkan bir sorundur. Trafiğin, endüstriyel faaliyetlerin ve diğer insan etkinliklerinin neden olduğu gürültü, insanların stres düzeyini artırabilir, uykusuzluğa yol açabilir ve işitme kaybına neden olabilir.
Bu çevresel sorunlara karşı mücadele etmek, sürdürülebilir bir gelecek için önemlidir. Bireysel ve toplumsal düzeyde bilinçlenme, çevre dostu teknolojilerin benimsenmesi, atıkların düzgün yönetilmesi ve sürdürülebilir kalkınma politikalarının uygulanması, çevre sorunlarının azaltılmasına yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, hava, su, toprak ve gürültü kirliliği, insanların yaşam kalitesini ve doğal ekosistemlerin dengesini tehdit eden önemli sorunlardır. Ancak, küresel çapta bilinçlenme ve etkili çevre politikalarının uygulanmasıyla, bu sorunlara karşı sürdürülebilir çözümler bulunabilir. Unutmayalım ki, doğayı korumak ve çevremizi temiz tutmak hepimizin sorumluluğundadır.
✦•······················•✦•······················•✦